Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
REZZE : Ottoman Turkish

İçine kilit sokulan kapı razzesi

REZÂİL : Ottoman Turkish

ezillikler, utanılacak şeyler

REZÂLET : Ottoman Turkish

utanılacak hâl ve iş

REÂYÂ : Ottoman Turkish

idare edilenler

REŞA' : Ottoman Turkish

Yürüyebilen geyik yavrusu

REŞAD : Ottoman Turkish

Hak yolda yürümek. Doğru yolda olmak. Doğru yolu bulup ondan sapmamak. * Aklın kuvvetli olması

REŞAD : Ottoman Turkish

doğru yolda olma

REŞAD-PENAH : Ottoman Turkish

Reşada sebep olan. Kurtuluşa sebep

REŞADETPENAH : Ottoman Turkish

doğru sığınak

REŞAHAT : Ottoman Turkish

(Reşehât) (Reşha. C.) Reşhalar. Sızıntılar, serpintiler

REŞAHAT : Ottoman Turkish

sızıntılar

REŞAHAT-İ İHTİYAR : Ottoman Turkish

İstekle yapılma alâmetleri. İhtiyar sızıntısı, yâni bir irade ve tercih ile yapıldığını gösteren alâmetler

REŞAHAT-İ KALEM : Ottoman Turkish

Kalem sızıntısı, kalemden dökülen fikirler, yazılar

REŞAK : Ottoman Turkish

Helâk etmek. * Atmak

REŞAKAT : Ottoman Turkish

Bel inceliği. * Davranma ve kımıldanıştaki incelik ve hoşluk

REŞAT : Ottoman Turkish

(Bak: Reşad)

REŞAŞ : Ottoman Turkish

(Reşâşe) Serpinti ve toz gibi ince yağmur

REŞAŞAT : Ottoman Turkish

Su sızıntıları, serpintiler

REŞAŞET : Ottoman Turkish

Su serpintisi. * Emmek, emerek içmek

REŞED : Ottoman Turkish

Hayır. Rahmet. Hidayet

REŞEHAT : Ottoman Turkish

(Reşha. C.) Reşhalar, damlalar, sızıntılar

REŞEM : Ottoman Turkish

İlk evvel çıkan ot

REŞEN : Ottoman Turkish

Tar: Yeniçeri maaşlarının üçüncü üç aylığı

REŞF : Ottoman Turkish

Suyu dudakları ile emmek, emerek içmek

REŞH : Ottoman Turkish

Sızma, terleme, sızıntı