Ottoman Turkish
SUMMAKİ : Ottoman Turkish
Gayet sert, değerli ve parlak olan bir taş
SUMNAT : Ottoman Turkish
f. Kilise, puthane
SUMSUM : Ottoman Turkish
Çok katı olan
SUMUG : Ottoman Turkish
(Samg. C.) Zamklar
SUMUL : Ottoman Turkish
Sertlik, kuruluk, katılık
SUMUT : Ottoman Turkish
Susma, sükut. * Somurtma
SUN : Ottoman Turkish
yapmak, iş
SUN' : Ottoman Turkish
Yapmak. * Eser, yapılan iş. * Te'sir. * Güzel iş yapmak
SUN'-İ BEDİ' : Ottoman Turkish
Güzel eser
SUN'-İ İLÂHÎ : Ottoman Turkish
Cenab-ı Hakk'ın san'atı, eseri
SUN'Î : Ottoman Turkish
İnsan yapısı, uydurma, takma, sahte, yaradılıştan olmayan
SUNAFİR : Ottoman Turkish
Her nesnenin hâlisi. Her şeyin iyisi ve doğrusu
SUNAN : Ottoman Turkish
Koltuk kokusu
SUNBUR : Ottoman Turkish
(C: Sanâbir) Demirden veya kalaydan olan ibriğin emziği. * Havuzun çevresine yapılan lüle ve oluk
SUNUAT : Ottoman Turkish
Yapılanlar. San'atlı yapılan şeyler
SUNUF : Ottoman Turkish
(Sınıf. C.) Sınıflar. * Dereceler, mertebeler. * Nikablar, yaşmaklar. * Soylar, neviler
SUNUF-İ ÂLİYE : Ottoman Turkish
Yüksek sınıflar
SUNÎ : Ottoman Turkish
yapay, sahte
SUPLES : Ottoman Turkish
Fr. Yumuşaklık, esneklik
SUR : Ottoman Turkish
f. Şenlik. Düğün. Ziyafet
SUR : Ottoman Turkish
kale duvarı
SUR'A : Ottoman Turkish
Bahadırlık, kahramanlık. * Güreşçilik
SUR-NA(Y) : Ottoman Turkish
f. Zurna
SUR-NAME : Ottoman Turkish
(Suriye) f. Edb: Düğün, ziyafet, şenlik gibi halleri tasvir için yazılan yazılar
SUR-NAÎ : Ottoman Turkish
f. Zurnacı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani