Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SÜKKÂN : Ottoman Turkish

(Sâkin. C.) İkamet edenler, oturanlar. * Gemi kuyruğu

SÜKKÂN-I BELDE : Ottoman Turkish

Şehirde oturanlar. Şehir sâkinleri

SÜKKÂN-I HÂNE : Ottoman Turkish

Evde oturanlar. Hâne sâkinleri

SÜKL : Ottoman Turkish

Kadının çocuğunu kaybetmesi

SÜKN : Ottoman Turkish

Yolun ortası

SÜKNA : Ottoman Turkish

Oturacak yer. Mesken

SÜKNA : Ottoman Turkish

oturacak yer

SÜKNE : Ottoman Turkish

Kuş sürüsü. * Boyna takılan heykel ve halka. Boyna vurulan demir

SÜKTE : Ottoman Turkish

Çocukları avutup susturmada kullanılan şey

SÜKUB : Ottoman Turkish

(Sekub) Kendi kendine dökülen su. Suyun dökülmesi

SÜKUK : Ottoman Turkish

(Bak: Sukuk)

SÜKUL (SÂKİL) : Ottoman Turkish

Evlâdı ölüp yalnız kalan kadın

SÜKUREDYUN : Ottoman Turkish

Yaban sarmısağı

SÜKÛN : Ottoman Turkish

Durgunluk. Sâkin olmak. Hareketsizlik. * Dinmek, kesilmek. * Gr: Bir harfin (a,e,i,o) okunmayıp yalnız ses vermesi, harfin harekesiz olarak kendi sesi ile okunması. (Bak: Cezm)

SÜKÛN : Ottoman Turkish

durgunluk, dinme

SÜKÛN-İ DEM : Ottoman Turkish

Soğukkanlılık

SÜKÛN-İ MU'TADÎ : Ottoman Turkish

Her zamanki sessizlik

SÜKÛNET : Ottoman Turkish

Vakarlılık, ciddiyet. * Durgunluk. Rahatlık. * Hareketsizlik

SÜKÛNET : Ottoman Turkish

sakinlik, durgunluk

SÜKÛNETGÂH : Ottoman Turkish

f. Dinlenme yeri. * Mc: Kabir, mezar

SÜKÛNETPERVER : Ottoman Turkish

f. Dinlendirici, rahatlandırıcı

SÜKÛNETYÂB : Ottoman Turkish

f. Durgunlaşan, sükûnet bulan, duran

SÜKÛT : Ottoman Turkish

Susma. Konuşmama

SÜKÛT : Ottoman Turkish

susma, konuşmama, sessizlik

SÜKÛT-İ İSTİFHAM : Ottoman Turkish

İstifham sessizliği