Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SÜHL : Ottoman Turkish

Eşeğin göğsünden çıkan hırıltı

SÜHME : Ottoman Turkish

Nasip. * Hısımlık, akrabalık, karâbet

SÜHNUN : Ottoman Turkish

Rüzgârın ve yağmurun evveli

SÜHRE : Ottoman Turkish

Seher vaktinin evveli. * Fecr-i kâzib zamanı

SÜHUD : Ottoman Turkish

Uyanıklık

SÜHUH(A) : Ottoman Turkish

Dökülmek. * Semiz ve besili olmak

SÜHUK : Ottoman Turkish

Kaftanın eskimesi

SÜHUK(E) : Ottoman Turkish

Şiddetli rüzgâr. Katı yel

SÜHULET : Ottoman Turkish

Kolaylık. Kolaylık vasıtası. * Yavaşlık. Nâzik muamele. * Elverişli. Kullanışlı. * Paraca kolaylık. (Bak: Suhulet)

SÜHULET-BAHŞ : Ottoman Turkish

f. Kolaylık veren. Kolay kullanılan. Pratik

SÜHUM : Ottoman Turkish

Demirci çekici

SÜHUMET : Ottoman Turkish

Akrabalık, hısımlık

SÜHUNET : Ottoman Turkish

Sıcaklık, hararet. Hararet derecesi

SÜHUR : Ottoman Turkish

Uyanık olmak

SÜHVE : Ottoman Turkish

Yumuşak. Sükun, sessizlik

SÜHÂ : Ottoman Turkish

pek küçük görünen bir yıldızın ismi

SÜHÛLET : Ottoman Turkish

kolaylık

SÜHÛNET : Ottoman Turkish

sıcaklık, hararet

SÜHÜD : Ottoman Turkish

Uyanıklık

SÜKALA' : Ottoman Turkish

(Sakil. C.) Ağırlar. Kabalar. Çirkinler. Sözü sohbeti çekilmeyen kimseler

SÜKARA : Ottoman Turkish

(Sekren. C.) Sarhoşlar

SÜKAT : Ottoman Turkish

Yüksek yerden düşen nesne

SÜKK : Ottoman Turkish

Meşhur bir Arap tabibin adı. * Ağzı ve dibi dar olan kuyu

SÜKKER : Ottoman Turkish

şeker

SÜKKERÎ : Ottoman Turkish

şekerden yapılma tatlı. * Şekerle alâkalı