Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TAAHHÜD : Ottoman Turkish

(Ahd. den) Bir işin veya bir şeyin yapılması için söz verme, üzerine almak. İltizam etme. Resmi söz verme. Yüklenme. * Postaya verilen bir şeyin, yerine varmasını sağlama

TAAHHÜD : Ottoman Turkish

yüklenme, söz verme

TAAHHÜDNÂME : Ottoman Turkish

f. Söz verdiğine ve taahhüd ettiğine dair yazılan vesika

TAAHHÜDÂT : Ottoman Turkish

(Taahhüd. C.) Üzerine alınan işler. Taahhüdler

TAAKKUD : Ottoman Turkish

(Ukde. den) Bağlanma. Düğümlenme. Anlaşılmaz hâle gelme

TAAKKUL : Ottoman Turkish

Hatırlama. Zihin yararak anlama. Akıl erdirme. Hatıra getirme. (Bak: Dimağ)

TAAKKUL : Ottoman Turkish

akıl erdirme

TAALA : Ottoman Turkish

(Bak: Teâlâ)

TAALLUK : Ottoman Turkish

Bağlılık. Münasebet. Alâkalı oluş. Ait olma. * Dünya alâkası. * Sevme

TAALLUK : Ottoman Turkish

ilgili olma, münasebet

TAALLUKAT : Ottoman Turkish

Bir kimsenin yakınları, akrabaları. Alâkalılar

TAALLUKÂT : Ottoman Turkish

ilgililer, yakınlar, akrabalar

TAALLÜL : Ottoman Turkish

(İllet. den) Vesile ve bahane arama. Bir işten kaçınma. * Mâzeret

TAALLÜL : Ottoman Turkish

ahane arayarak işten kaçınma

TAALLÜLÂT : Ottoman Turkish

(Taallül. C.) Ağır davranma

TAALLÜM : Ottoman Turkish

(İlim. den) İlim edinme. Öğrenme. Ders okuyarak öğrenme

TAALLÜM : Ottoman Turkish

ilim öğrenme

TAALLÜN : Ottoman Turkish

Aleni, âşikâr, meydanda olma. Herkesin gözü önünde gibi bilinme

TAAM : Ottoman Turkish

Yemek. Yenilen şey

TAAM : Ottoman Turkish

yemek, gıda

TAAMİYE : Ottoman Turkish

Yemeklik. Yemek parası

TAAMMİ : Ottoman Turkish

Kör olma. Görmez hale gelme

TAAMMUK : Ottoman Turkish

(Umk. dan) Derinleşme. Mes'elenin iç yüzüne vakıf olma

TAAMMUKAT : Ottoman Turkish

(Taammuk. C.) Derinleşmeler

TAAMMÜD : Ottoman Turkish

(Amd. den) Bilerek ve isteyerek suç işlemek. Kasıt ve niyet etme, bilerek ve isteyerek bir iş yapma