Ottoman Turkish
TAİF : Ottoman Turkish
Etrafını dolaşarak ziyaret eden. Tavaf eden. Dolaşan. * Hicaz'da Mekke-i Mükerreme'nin yüz kilometre güneydoğusunda, Gazva Dağı'nın güney eteklerinde ve bir takım tepelerin batı eteklerinde olarak 1882 metrelik yükseklikte bir şehirdir. Peygamber (A.S.M.) hicretin sekizinci yılında Huneyn muharebesinden döndüklerinde Taif şehrini fethetmek arzu etmişlerse de, ahalisi kaleye sığınıp şiddetli bir şekilde karşı koymağa başladıklarından Peygamber Efendimiz kuşatmayı terkedip geri dönmüşlerdir. Bir sene, sonra, yani hicretin dokuzuncu yılında Taifliler bir heyet tertip ederek barış yoluyla Peygamberimize itaat etmek için yollamışlardır
TAİFE : Ottoman Turkish
Hususi bir sınıf meydana getiren insanlar. Kavim, kabile. Takım
TAİFE-İ EFRENC : Ottoman Turkish
Frenk, Avrupalı, Fransız
TAİFE-İ NİSÂİYE : Ottoman Turkish
(Taife-i nisâ) Kadınlar taifesi, grubu
TAİH : Ottoman Turkish
Kibreden. Kibirlenen. Büyüklenen
TAİL : Ottoman Turkish
Uzayan. * Kudret ve gına. * Fayda. Menfaat
TAİN : Ottoman Turkish
Süngü ile vurulmuş
TAİR : Ottoman Turkish
(Tayeran. dan) Uçucu. Uçan. * Kuş
TAİS : Ottoman Turkish
Hafif başlı
TAK'İR : Ottoman Turkish
(Ka'r. dan) Çukurlaştırma, çukur yapma
TAKA : Ottoman Turkish
Korkutmak. * Hazer etmek, çekinmek, korunmak
TAKA'KU' : Ottoman Turkish
Deprenmek, hareket etmek. * Ötmek
TAKA'UR : Ottoman Turkish
(Ka'r. dan) Çukurlaşma. * Kuyunun derin ve çukur olması
TAKA'VÜS : Ottoman Turkish
Çok yaşlanma. * Evin eskiyip köhne olması
TAKABBUH : Ottoman Turkish
Çirkinlik
TAKABBUZ : Ottoman Turkish
(C.: Takabbuzât) (Kabz. dan) Toplanıp çekilme. Büzülme. * Kabız olmak, peklik
TAKABBÜB : Ottoman Turkish
Binaya kubbe yapmak
TAKABBÜL : Ottoman Turkish
(Kabul. den) Kabullenme. Üstüne alma. Bir şeyi taahhüd ve iltizam etme. * Öpülme
TAKABUZ : Ottoman Turkish
Kabz edişmek
TAKADDES : Ottoman Turkish
Mukaddes olsun (mânasında)
TAKADDÜM : Ottoman Turkish
(Kıdem. den) Önde bulunma. İleri geçme. * Zaman veya mevki bakımından ileride olma
TAKADDÜM : Ottoman Turkish
öncelik, öne geçme
TAKADDÜS : Ottoman Turkish
Mübarek kılmak. Kudsî kılmak. * Çok temiz olma. * Mukaddes olma
TAKADDÜS : Ottoman Turkish
pek temiz olma
TAKADİ : Ottoman Turkish
Birbirine hakkını vermek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani