Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TAKAVVUZ : Ottoman Turkish

Ayrılmak. Dağılmak. * Yıkılmak

TAKAVVÜB : Ottoman Turkish

Bir şeyin kabuğu soyulmak

TAKAVVÜL : Ottoman Turkish

Haber vermek. * Yalan söylemek

TAKAVVÜS : Ottoman Turkish

yay gibi kavislenme

TAKAVÜL : Ottoman Turkish

Birbiriyle söyleşmek

TAKAVÜM : Ottoman Turkish

Dövüşmek, vuruşmak. Birbiriyle cenge durmak

TAKAYYUZ : Ottoman Turkish

Kırılmak. * Benzetmek

TAKAYYÜ' : Ottoman Turkish

Kusar gibi olup kusamama

TAKAYYÜD : Ottoman Turkish

Bağlanma. Bağlı olmak. Kayıtlı bulunmak. * Çalışmak. Çabalamak. Uğraşmak. * Dikkatli davranmak

TAKAYYÜD : Ottoman Turkish

ağlanma

TAKAYYÜL : Ottoman Turkish

Uymak, iktida etmek

TAKAZA : Ottoman Turkish

Başa kakmak. * Sıkıştırmak. * Hakkını isterken borçluyu zorlamak

TAKAZİC : Ottoman Turkish

Dövülüp ufalanarak yemeklerin üstüne ekilen otlar. Baharat

TAKAZZUB : Ottoman Turkish

Kesilmek

TAKAZZÜR : Ottoman Turkish

Çirkin şeylerden uzak olmak

TAKAZÂ : Ottoman Turkish

aşa kakma

TAKAZÜF : Ottoman Turkish

Birbirine iftira edip atışmak

TAKAŞKUŞ : Ottoman Turkish

Hastanın iyi olması. * Derinin soyulması. * Her yerden yiyecek istemek

TAKAŞŞU' : Ottoman Turkish

Havanın açılması

TAKAŞŞUR : Ottoman Turkish

(Kışr. dan) Kabuk bağlama, kabuklanma

TAKAŞŞÜF : Ottoman Turkish

Maişet şiddeti, geçim zorluğu

TAKBİB : Ottoman Turkish

Kubbe gibi yapma

TAKBİH : Ottoman Turkish

Çirkin görmek. Beğenmemek. * Kabahatli bulmak. * Kötü gördüğünü bildiren söz söylemek

TAKBİH : Ottoman Turkish

çirkin görme

TAKBİHÂT : Ottoman Turkish

(Takbih. C.) Ayıplamalar, çirkin görmeler