Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TAKLİM : Ottoman Turkish

(Kamış, tırnak, kalem gibi şeyleri) yontma, kesme

TAKLİS : Ottoman Turkish

Def çalıp nağme söylemek

TAKMİS : Ottoman Turkish

(Kamis. den) Gömlek giydirme

TAKMİŞ : Ottoman Turkish

Cem'etmek, toplamak

TAKNETU : Ottoman Turkish

(Bak: Lâtaknetu)

TAKNİ' : Ottoman Turkish

Başına örtü örttürmek

TAKNİN : Ottoman Turkish

(Kanun. dan) Kanun koyma

TAKNİYE : Ottoman Turkish

Çok kırmızı yapmak

TAKRİ' : Ottoman Turkish

(C.: Takriât) Tevbih. Azarlama. * Birini telâşa düşürme. * Te'nif. Başa kakma

TAKRİB : Ottoman Turkish

Yaklaştırma. Aşağı yukarı ve tahmin ile kat'i olmayan şey söyleme. Tahmin. * Yolunu bulma

TAKRİB : Ottoman Turkish

yaklaştırma, yaklaşık

TAKRİBEN : Ottoman Turkish

Tahminen. Yaklaşık olarak. Aşağı yukarı

TAKRİBEN : Ottoman Turkish

yaklaşık olarak

TAKRİBÎ : Ottoman Turkish

İhtimale göre olan. Takribe ait

TAKRİBÎ : Ottoman Turkish

yaklaşık

TAKRİD : Ottoman Turkish

Devenin gövdesinde olan keneyi yolup gidermek. * Hor ve zelil etmek

TAKRİN : Ottoman Turkish

(Karin. den) Birlikte bulundurma. Yaklaştırma

TAKRİR : Ottoman Turkish

İyi ifade etmek. Bildirmek. * Ağzından anlatmak. * Yerleştirmek. Kararlaştırmak. Yerini belirtmek. * Resmî olarak yazı ile bildirmek. * Tapuda, mülkünü başkasına sattığını bildirmek. * Siyasî nota

TAKRİR : Ottoman Turkish

anlatma, kararlaştırma

TAKRİR-İ KELÂM : Ottoman Turkish

Söylemek. İfadede bulunmak

TAKRİREN : Ottoman Turkish

Ağızdan anlatarak

TAKRİRÂT : Ottoman Turkish

(Takrir. C.) Ağızdan anlatılan şeyler

TAKRİRÎ SÜNNET : Ottoman Turkish

Hazret-i Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın, sahabelerinden birinin söylediğini veyahut işlediğini gördüğü halde, onu menetmiyerek sükût buyurmaları

TAKRİS : Ottoman Turkish

Soğutmak. * Dondurmak

TAKRİT : Ottoman Turkish

Kulağına küpe takmak. * Davarın başına yular takmak