Ottoman Turkish
TERAKÜM : Ottoman Turkish
Birikme, yığılma. * Birbiri üzerine sıkışma
TERAKÜM : Ottoman Turkish
irikme
TERAKÜMÂT : Ottoman Turkish
(Teraküm. C.) Toplanmalar, yığılmalar, birikmeler
TERAMİ : Ottoman Turkish
Oklaşmak, karşılıklı olarak ok atışmak
TERANE : Ottoman Turkish
Edb: Rübâinin başka bir ismi. * Terennüm. Nağme, âhenk, makam. * Bir şiiri makam ile okuma, şarkı söyleme
TERANEKÂR : Ottoman Turkish
f. Terennüm eden. Öten, ötücü
TERANEPERDÂZ : Ottoman Turkish
f. Makamla şarkı söyliyen
TERANESÂZ : Ottoman Turkish
f. Öten, ötücü
TERANEZEN : Ottoman Turkish
f. Şarkı söyleyen
TERANEZÂR : Ottoman Turkish
f. Ahenkli ve cümbüşlü yer
TERANİ : Ottoman Turkish
(Reeye. den) Sen beni görürsün veya görüyorsun (mânasına fiil)
TERARİH : Ottoman Turkish
(Türrehe. C.) Saçmasapan ve mânâsız sözler
TERASET : Ottoman Turkish
Kalkancılık
TERASUF : Ottoman Turkish
(Kaldırım taşları biçiminde) birbirine yanaşarak sıkışma, istif olma
TERASÜL : Ottoman Turkish
(C.: Terasülât) Haberleşme, mektublaşma
TERATİR : Ottoman Turkish
Büyük işler
TERAVET : Ottoman Turkish
Tazelik. (Bak: Taravet)
TERAVİH : Ottoman Turkish
Ramazan gecelerinde kılınan ve sünnet olan yirmi rek'atlık namaz
TERAVUH : Ottoman Turkish
Ayakta çok durmak icab ettiği zamanlar, kâh sağ ayak üzerine ve kâh sol ayak üzerine durmak
TERAZİ : Ottoman Turkish
(Rıza. dan) Birbirini razı etme. Uyuşma
TERAZU : Ottoman Turkish
f. Terazi
TERAÎ : Ottoman Turkish
Çayıra çıkma. Otlama
TERB : Ottoman Turkish
Bir nesneyi toprakla örtmek, üstüne toprak saçmak
TERBA : Ottoman Turkish
Toprak. Yer, arz
TERBAB : Ottoman Turkish
Toprak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani