Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KES-İ BÎKESAN : Ottoman Turkish

Kimsesizlerin yardımcısı

KESAD : Ottoman Turkish

Alış veriş durgunluğu. Kıtlık. Eksiklik. Verimsizlik

KESAFET : Ottoman Turkish

Bulanıklık. Kir. Açık veya berrak olmamak. * Kalınlık, yoğunluk, kesiflik, koyuluk. Şeffaf olmamak

KESAFET-İ NÜFUS : Ottoman Turkish

Nüfus çokluğu, nüfus yoğunluğu, nüfus kalabalığı

KESALET : Ottoman Turkish

Tembellik. Üşenmek. Uyuşukluk. Rehâvet

KESAN : Ottoman Turkish

f. Adamlar. İnsanlar. Kişiler

KESANE : Ottoman Turkish

f. İnsan gibi. İnsana yakışır şekil ve surette

KESB : Ottoman Turkish

Kazanç. Çalışmak. Sa'y ve amel ile kazanmak. Elde etmek. Edinmek. Kazanç yolu. * Fık: Bir insanın kendi kudret ve iktidarını bir işe sarfetmesi

KESB : Ottoman Turkish

kazanma, edinme, işleme

KESB-İ KUDRET : Ottoman Turkish

Kudret ve kuvvet kazanma

KESB-İ MUÂREFE : Ottoman Turkish

Bir mevzuda çalışarak ihtisas sahibi olmak. Birbinini tanımak ve alışmak

KESB-İ SERVET : Ottoman Turkish

Para kazanma

KESB-İ VUKUF : Ottoman Turkish

Haberi olma. Vukuf sahibi olma. Bilgi edinme

KESB-İ ŞER : Ottoman Turkish

şerli bir işi işlemek veya o işe âlet olmak yahut da tarafdar olmak

KESBÎ : Ottoman Turkish

Çalışmakla kazanılan. Sonradan elde edilen. Doğuştan olmayan. Vehbî olmayan

KESBÎ : Ottoman Turkish

kesble ilgili

KESD : Ottoman Turkish

Davarı üç parmakla sağmak. * Bir şeyi dişiyle kesmek

KESE : Ottoman Turkish

Kısa yol, kestirme yol. * Mc: Mali iktidar, servet. (Para kesesi manasında olan kelime için Bak: Kise)

KESE : Ottoman Turkish

kısa yol, para torbacığı

KESEB : Ottoman Turkish

Yakınlık, kurbiyet

KESEL : Ottoman Turkish

Tembellik. Uyuşukluk. * Yorgunluk. * Ağırlık

KESEL : Ottoman Turkish

tembel

KESELAN : Ottoman Turkish

Tembellik. Yorgunluk. Uyuşukluk

KESER : Ottoman Turkish

Hurma çiçeği

KESES : Ottoman Turkish

Alt dişleri çenesiyle çıkmak. * Dişleri kısa olmak