Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KESRE-İ SAKİLE : Ottoman Turkish

"""I"" diye okunan kesre."

KESRET : Ottoman Turkish

"Çokluk, sıklık. * Bir şeyin ekserisi ve muazzamı. Bolluk. (Bunun zıddı kıllettir)(Hayat, kesrette bir çeşit tecelli-i vahdettir. Onun için ittihada sevkeder. Hayat, bir şeyi her şeye mâlik eder. M.)(...Hem bütün âlemlerin Rabbi kesret tabakatında vahdaniyeti ilân etmek istemesine mukabil; en azamî bir derecede bütün merâtib-i tevhidi ilân eden, yine bizzarure O Zâttır. S.) (Bak: Tefekkür)"

KESRET : Ottoman Turkish

çokluk, bolluk

KESRET-İ ETBA' : Ottoman Turkish

Tâbi olanların çokluğu. Tarafdarların kesretli oluşu

KESRET-İ NUKUD : Ottoman Turkish

Para çokluğu

KESS : Ottoman Turkish

Sakal kıllarının sık ve kıvırcık olması

KESSARE : Ottoman Turkish

Çoğaltan. Artıran

KESTEL : Ottoman Turkish

itl. Küçük kale. Hisarcık

KESUB : Ottoman Turkish

Çok kazanan ve kesbeden

KESÂD : Ottoman Turkish

durgunluk

KESÂFET : Ottoman Turkish

yoğunluk

KESÂLET : Ottoman Turkish

tembellik, uyuşukluk

KESÂN : Ottoman Turkish

kimseler

KESÎ : Ottoman Turkish

f. Bir kimse

KESÎF : Ottoman Turkish

katı, yoğun, mat

KESÎR : Ottoman Turkish

çok, bol

KETAİB : Ottoman Turkish

(Ketibe. C.) Askerler, neferler, erler. Alaylar, birlikler

KETB : Ottoman Turkish

Yazma. * Toplama, cem'etme. * Dikme

KETD (KİTD) : Ottoman Turkish

Bir yıldız adı. * Omuzlar ile sırt arası

KETEBE : Ottoman Turkish

"Kâtibler. Yazıcılar. * Bir hattatın yazdığı eserinde imza yerinde ""Ketebehu; Onu yazdı"" mânasında kulllanılır."

KETEBE : Ottoman Turkish

yazıcılar

KETER : Ottoman Turkish

(C: Ektâr) Kadr, mertebe, derece

KETF : Ottoman Turkish

Omuz. Omuz kemiği. * Parça parça kesmek ve bağlamak

KETF : Ottoman Turkish

omuz

KETH : Ottoman Turkish

Kesbetmek. Çalışmak, kazanmak. Amel ve sa'yetmek