Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KESF : Ottoman Turkish

(Güneş veya Ay) ışığını kesme. * Görünmez olma. * Kesmek. * Yaramaz olmak

KESH : Ottoman Turkish

Aksaklık

KESİB : Ottoman Turkish

Kum tepesi

KESİD : Ottoman Turkish

Sürümsüz, geçmez, aranmaz. Bayağı, aşağı

KESİF : Ottoman Turkish

Koyu. Çok sık ve sert. Şeffaf olmayan

KESİL (KESLÂN) : Ottoman Turkish

(C.: Küsâlâ) Tenbel kimse

KESİR : Ottoman Turkish

(C: Kesrâ) Parçalanmış, dağıtılmış. Kırılmış

KESİR : Ottoman Turkish

kırılmış

KESİR-ÜL AHBÂB : Ottoman Turkish

Tanıdıkları, bildikleri çok olan

KESİR-ÜL EVLÂD : Ottoman Turkish

Çocukları çok olan. Evlâdı kesir olan

KESİR-ÜL MÂL : Ottoman Turkish

Malı mülkü çok olan. Serveti fazla olan. Zengin

KESİR-ÜL VUKU' : Ottoman Turkish

Sık sık olan, çok vuku bulan

KESİS : Ottoman Turkish

Titremek. Deprenmek. * Eğrilik

KESİSA : Ottoman Turkish

Avcıların tuzağı

KESKESE : Ottoman Turkish

Söylerken sin'i kef'e tebdil edip sin yerine kef okumak. * Çabuk kesmek

KESLAN : Ottoman Turkish

Uyuşuk, tembel, gevşek. Yorgun

KESM : Ottoman Turkish

(C: Ekâsim) Bir şeyi eliyle parmaklamak. * Çok miktar atlar

KESR : Ottoman Turkish

Kırmak. Parçalamak. Parçalara ayırmak. * Mat: Bir bütünün parçalarından her biri

KESR : Ottoman Turkish

kırma

KESR-İ HÂTIR : Ottoman Turkish

Hatır kırma

KESR-İ ÂDİ : Ottoman Turkish

Ondalık olmayan kesir. Bayağı kesir. Meselâ: 3/8, 7/20 gibi

KESR-İ ÂŞÂRİ : Ottoman Turkish

Ondalık kesir. Mahreci (paydası) 10 veya 10'un her hangi bir kuvvetinden ibaret olan kesir. Meselâ: 0,
0,007 gibi

KESRA : Ottoman Turkish

(C: Ekâsire) Acem meliklerinin lâkabı

KESRE : Ottoman Turkish

"Kur'an-ı Kerim yazısında harfin altına konarak, o harfi ""İ"" veya ""I"" diye okutan ve bir adı da ""esre"" olan işâret."

KESRE-İ HAFİFE : Ottoman Turkish

"""İ"" diye okunan kesre."