Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
RAKİB : Ottoman Turkish

Binen. Binici. * Herhangi bir nakil vasıtasına binmiş olan

RAKİBAN : Ottoman Turkish

(Rakib. C.) f. Rakibler. Birbirleriyle yarışanlar. * Bekçiler

RAKİBEN : Ottoman Turkish

Binmiş olarak, binerek

RAKİD(E) : Ottoman Turkish

Hareketsiz, durgun

RAKİK : Ottoman Turkish

ince, duygulu

RAKİK Ü NİZÂR : Ottoman Turkish

İnce ve zayıf

RAKİK(A) : Ottoman Turkish

(Rikkat. den) Yufka yürekli, ince merhamet ve şefkat sahibi olan. * Köle, câriye

RAKİK-ÜL KALB : Ottoman Turkish

Yufka kalbli, çok merhametli, ince duygulu

RAKİM : Ottoman Turkish

"Yazılmış nesne. Yazı yazılacak levha. * Ashab-ı Kehf'in mağarasının bulunduğu dağ; veya bazılarınca mağaranın bulunduğu dere; veya Ashab-ı Kehf'in başka bir ismi. * Ashab-ı Kehf'in isim ve kıssalarının yazılı bulunduğu kitabe."

RAKİME : Ottoman Turkish

Yazılmış kâğıt. Mektub

RAKİS : Ottoman Turkish

Yol gösteren, kılavuz. * Harman yerinde harmanı döğerken öküzün dönmesi

RAKK : Ottoman Turkish

Kitap, sahife. * Kâğıt yerine kullanılan ince deri parçası. * Tomar. * Yama

RAKKA : Ottoman Turkish

Dere yanında olup sel geldiğinde üzerine yayılan arazi. * Bir yerin adı

RAKKAS : Ottoman Turkish

Oynayan, dans eden, köçek

RAKKAS : Ottoman Turkish

dans eden, sarkaç

RAKKASANE : Ottoman Turkish

dansöz gibi

RAKKASE : Ottoman Turkish

Oynayıp dans eden kadın

RAKKASÂNE : Ottoman Turkish

f. Oynar şekilde. Raksederek

RAKLE : Ottoman Turkish

(C.: Rikal) At sürüsü. * Uzun hurma ağacı

RAKM : Ottoman Turkish

Yazmak. * Mühür yapmak

RAKME : Ottoman Turkish

Derenin kenarı. * Bahçe

RAKMİYYAT : Ottoman Turkish

Medine yakınında bir yere nisbet edilen oklar

RAKRAK : Ottoman Turkish

Şuleli ve ziyâlı, parlak, nurlu

RAKRAKA : Ottoman Turkish

Nâzik ve derisi yumuşak olan kadın

RAKRAKA : Ottoman Turkish

suyun akması