Ottoman Turkish
Ottoman Turkish
NİHAS : Ottoman Turkish
Asıl. Tabiat
NİHAVEND : Ottoman Turkish
İran'ın batı tarafında meşhur bir şehir adı. * Musikide bir makam
NİHAVENDÎ : Ottoman Turkish
f. Nihavend şehrine ait. Nihavendli
NİHAYET : Ottoman Turkish
Son, uç, son derece. * Çok
NİHAYET-İ AZM : Ottoman Turkish
Kemik ucu
NİHAYET-PEZİR : Ottoman Turkish
Son bulan. Nihâyet bulur olan
NİHAYET-ÜL EMR : Ottoman Turkish
İşin nihayetinde, işin sonunda. Netice
NİHAYET-ÜN NİHAYE : Ottoman Turkish
En sonunda. Akıbet
NİHAÎ : Ottoman Turkish
(Nihâiye) Sona ait, son ile alâkalı, sonuncu
NİHAÎ : Ottoman Turkish
sona ait, sonuncu
NİHLE : Ottoman Turkish
Cenab-ı Hakk'ın ihsanı. Atıyye. * Millet. * Yol. Tarik. * Diyânet. Mezheb
NİHRİR : Ottoman Turkish
(C.: Nahârir) Tecrübeli, bilgili, fâzıl, âlim, mâhir kimse
NİHVAR : Ottoman Turkish
f. Gururlu, kibirli, kendini beğenmiş adam
NİHY : Ottoman Turkish
Gölcük
NİHÂD : Ottoman Turkish
huy, yaradılış
NİHÂL : Ottoman Turkish
fidan, taze
NİHÂN : Ottoman Turkish
gizli, saklı
NİHÂYET : Ottoman Turkish
son
NİHÂYETPEZİR : Ottoman Turkish
sona erme
NİHÂYETSİZ : Ottoman Turkish
sonsuz
NİHÂYÂT : Ottoman Turkish
nihayetler, sonlar
NİJAD : Ottoman Turkish
f. Nesil, soy, neseb. * Cibilliyet, tabiat
NİJM : Ottoman Turkish
f. Bazı kış sabahları inen koyu sis
NİK : Ottoman Turkish
(C.: Niyâk) Dağın yüksek yeri, dağ tepesi. * Kızgın, hiddetli, gadaplı kimse
NİK Ü BED : Ottoman Turkish
İyi ve kötü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani