Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MENBİT : Turkish Risale

Otlu yer, otlak, çayır

MENCA : Turkish Risale

(Bak: Mence')

MENCAT : Turkish Risale

Kurtulma, necât bulma. Halâs olma

MENCE : Turkish Risale

(Mencâ) Kurtulacak yer. Necat bulacak yer. * Necat bulma. Kurtulma

MENCED : Turkish Risale

(C: Menâcid) İnci ve altından olan gerdanlık

MENCEM : Turkish Risale

(C.: Menâcim) Terazi kolu. * Maden

MENCENUN : Turkish Risale

(C: Menâcin) Sığırın döndürdüğü dolap. * Sığırların çektiği kağnı

MENCENİK : Turkish Risale

(Bak: Mancınık)

MENCINIK : Turkish Risale

(C: Mencınıkât) Mancınık

MENCUB : Turkish Risale

Dibâgat olunmuş deri. * Geniş kadeh

MENCUD : Turkish Risale

Kederli, tasalı, gamlı

MENCUK : Turkish Risale

f. Bayrak direkleri ve minâre başına takılan küçük ay. * Sancak, bayrak. * Şemsiye

MEND : Turkish Risale

f. Kelimelerin sonuna getirilerek "sahip" mânasına edattır

MENDEB : Turkish Risale

Tehlike. Ölüm. * Gürültü ve şamata ile ağlama

MENDEME : Turkish Risale

Pişman olma. Nedâmet etmek. * Pişman olacak yer

MENDUB : Turkish Risale

Yapılması beğenilen iş. Şeriatın yasak etmediği veya emretmediği iş olmakla beraber yapılmasında sevab ve mendubiyet olan amel. Müstehab. * İyilikleri anlatılarak arkasından gözyaşı döküp ağlanan ölü

MENDUD : Turkish Risale

Meyvesi aşağıdan yukarıya yığılı, istifli

MENDUF : Turkish Risale

Didilmiş, atılmış

MENDUHA : Turkish Risale

Genişlik. * Kifâyet, kâfi gelmek. * Mahlas

MENDİL : Turkish Risale

(Mindîl) (C: Menâdîl) Mendil. * Küçük havlu, peçete

MENEA : Turkish Risale

(Mâni. C.) Engeller, mâniler, özürler. * Engel olanlar, mâni olanlar, geri bırakanlar. * Kuvvet ve cemâat

MENEND : Turkish Risale

(Mânende-Mânend) f. Nazir. Eş. Benzer. şebih. Müşabih

MENFA : Turkish Risale

Nefyolunan yer. Birinin sürüldüğü yer. Nefiy yeri

MENFAAT : Turkish Risale

Fayda. Kâr. Gelir. İhtiyaç karşılığı olan şey

MENFAATBAHŞ : Turkish Risale

f. Faydalı, yararlı. Menfaat ve fayda veren