Turkish Risale
MUKTEFÎ : Turkish Risale
Ardından giden. İzinden giden. İktifâ eden. Misâl alan, örnek tutan
MUKTEHİM : Turkish Risale
Mülâhazasız bir işe hücum edip giren. * (Bak: İktiham)
MUKTELA' : Turkish Risale
(Kal'. den) Kökünden koparılmış. Kökünden koparan
MUKTELİ' : Turkish Risale
(Kal'. den) Kökünden koparan
MUKTERİH : Turkish Risale
Bir şeye kasd eden, araştıran. * Yeniden meydana çıkaran. * Düşünmeden, aklına geldiği gibi söyleyen, iktirah eden
MUKTERİN : Turkish Risale
(İktiran. dan) Yaklaşan, yakın gelen, iktirân eden
MUKTESEB : Turkish Risale
(Bak: Mükteseb)
MUKTESİD : Turkish Risale
İktisadlı, tutumlu. Malını, ömrünü, vaktini boşuna geçirmeyen, lüzumsuz masrafta bulunmayan. (Bak: İktisad)
MUKTESİDAN : Turkish Risale
(Muktesid. C.) Muktesidler. Lüzumsuz masrafda bulunmayan ve vaktini boşa geçirmeyenler. İktisadlılar, tutumlular
MUKTESİR : Turkish Risale
Kısa kesen, iktisar eden
MUKTEZA : Turkish Risale
Lâzım getirilmiş. Lüzumuna binaen istenmiş. İcab eden. Lâzım gelen. (Bak: Dâll-i bi-l iktiza)
MUKTEZA-İ HÂL : Turkish Risale
Duruma göre. İcabına göre. Hal ve vaziyetin gerektirdiğine göre
MUKTEZA-İ HİLKAT : Turkish Risale
Yaradılışın gerektirdiği şey. Yaradılış itibariyle olan hal ve netice
MUKTEZÎ : Turkish Risale
(Muktazî) Lüzumlu olduğu taayyün etmiş, anlaşılmış. * İktiza eden. Gerekli. Lâzım
MUKTEZİYYAT : Turkish Risale
İktiza eden şeyler. Gerekli olan ve icab eden şeyler
MUKTİR : Turkish Risale
Dar hâlli, durumu sıkıntılı. * Kocasını nafaka bakımından sıkıştıran kadın
MUKVERE : Turkish Risale
İnce, zayıf kadın
MUKZA : Turkish Risale
Tamamlanmış. * Lüzumlu görülmüş
MUKZA' : Turkish Risale
Seri, hafif nesne
MUKZI' : Turkish Risale
Fuhşiyat söyleyen, ahlâksızca şeyler konuşan
MUKZÎ : Turkish Risale
Gerekli görülmüş. * Hüküm ve kazâ olunmuş. * Tamamlanmış
MUKÂBELE : Turkish Risale
Hapsetmek. * Sonraya bırakmak, tehir etmek. * Meşveret etmek, danışmak. * Bir kimsenin evi yanında bir ev satıldığında; "başka kimse satın alsın, ben ondan şüf'a yolu ile alayım" diye şirâsına muhtaç iken tehir etmek
MUKÎL : Turkish Risale
Hataları, yanlışları afveden
MUKÎM : Turkish Risale
İkamet eden. Ayakta duran. * Okuyan. * Bir memlekette devamlı duran. * Fık: Vatanında veya vatanı sayılan bir yerde onbeş günden fazla kalan kimse. (18 saatlik uzağa gidene "Misâfir" denir.) * Esmâ-i İlâhiyyeden olup "Her şeyi ayakta tutan, devam ettiren ve kayyumiyet sırrıyla bir an bile hiç bir şeyden alâkasız olmayan" meâlindedir
MUKÎM-ÜS SÜNNET : Turkish Risale
Hz. Muhammed'in (A.S.M.) Tevrat ve Zebur'daki ismi, sünnet ikame eden
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani