Turkish Risale
MUSMİT : Turkish Risale
(Musammet) İçi kof olmayan şey. * Tecvidde: Te, se, cim, ha, hı, dal, zel, ze, sin, sın, sad, dad, tı, zı, ayın, gayın, kaf, kef, he harflerinin ismidir. (Bak: İsmât)
MUSRAD : Turkish Risale
Soğuktan hemen etkilenen kimse
MUSRİH : Turkish Risale
Medet eden, yardım eden
MUSTABIR : Turkish Risale
(Sabr. dan) Sabreden
MUSTAF : Turkish Risale
Tabur veya saf hâlinde dizilmiş
MUSTAFA : Turkish Risale
(Safvet. den) Güzide. Istıfâ edilmiş. Has ve seçilmiş. * Hz. Peygamber'in (A.S.M.) mübarek bir ismi. (Bak: Fahr-i kâinat
Resul)
MUSTAKA : Turkish Risale
Sakız
MUSTALAH : Turkish Risale
Istılahlı. Garib ve az kullanılır kelime ve terimlerle dolu olup pek anlaşılmayan
MUSTALAHÂT : Turkish Risale
(Mustalah. C.) Istılah haline getirilmiş kelimeler
MUSTALAHÎ : Turkish Risale
Istılahlı konuşan
MUSTALIK GAZASI : Turkish Risale
Benî Mustalık gazasına Müreysî gazası da denilir. Benî Mustalık, Huzaa'nın bir şubesidir. Müreysî de bunların bir kuyusudur. Benî Mustalık, Resul-i Ekrem'le harb etmek üzere bu kuyu başında toplandıkları için bu sefer bu isimle anılır. Çeşitli râviler, bu gazanın hicrî dört veya beş veya altıncı senesinde olduğunu rivayet etmişlerdir.Benî Mustalık'ın bu hâinane hareketinden vaktiyle haberdar olan Resul-i Ekrem (A.S.M.) süvâri, piyade yediyüz kişilik bir kuvvetle ve sür'atle hareket edip bunları ansızın bastırmış ve birçok esir ve ganimet almışlardır. (S.B.M.)
MUSTANİ' : Turkish Risale
Birini yetiştirip adam eden kimse. * Yedirip içiren, ikram eden, ziyâfet veren
MUSTAR : Turkish Risale
şarap
MUSTARIF : Turkish Risale
Çıkarı ve menfaati için her yana başvuran
MUSTASHİB : Turkish Risale
(Sahâbet. den) Birini yanına alıp berâberinde götüren
MUSTASHİBEN : Turkish Risale
Birlikte, beraberce. Yanında olarak
MUSTASRİH : Turkish Risale
Bağırıp ağlayan. Meded bekleyen
MUSTATAB : Turkish Risale
(Tayyıb. dan) Güzel, iyi, âlâ
MUSTATİL : Turkish Risale
(Tul. den) Uzayan, İstitâle eden. * Geo: Dikdörtgen
MUSTAZHİR : Turkish Risale
(Zahr. dan) Dayanan, arka veren
MUSTAZREF : Turkish Risale
Nükte, zariflik. * Muhit. Hâvi
MUSTAZİ : Turkish Risale
(Ziya. dan) Ziya alan, ışıklanan
MUSTAZİLL : Turkish Risale
(Zıll. dan) Gölgelenen, gölgede oturan. * Birinin koruyuculuğu ve himâyesi altında bulunan
MUSU' : Turkish Risale
Davarın sütü çekilip gitmek
MUSÎ : Turkish Risale
Vasiyet eden. Birisini vâsi gösteren. Tavsiye eden
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani