Turkish Risale
MÂHÂZÂ : Turkish Risale
Bu nedir? * Bu değil
MÂHÂZÂ KELÂM-ÜL-BEŞER : Turkish Risale
Bu, insan sözü, beşer kelâmı değildir
MÂLÂYA'NİYYÂT : Turkish Risale
Faydasız boş sözler, boş konuşmalar, faydasızlık
MÂNÂ-YI İSMÎ : Turkish Risale
İsme dair mânâ. Bir şeyin sadece kendisini bilip tanımak. Bir şey başka şeyleri tanıttığı, bildirdiği veya sevdirdiği için olan mânâya da mânâ-yı harfî denir. Bir ağacı gölgesinden, zahirî görünüşünden, bize verdiği meyvesinden dolayı alâka gösterir ve seversek mânâ-yı ismî ile seviyoruz demektir. Ağacı görmek ve tanımakla ve meyvelerini almakla Rahmet-i İlâhiyeyi tanıyor, Cenab-ı Hakk'a sevgi ve şükrümüzü arttırıyor ve O'nun emri dairesinde ağaca Rabbimizin iltifatı, rahmeti olarak alâka gösteriyor isek; bu mânâya da mânâ-yı harfî deniyor.(...Dünyayı ve ondaki mahlukatı mânâ-yı harfî ile sev. Mânâ-yı ismî ile sevme! " Ne kadar güzel yapılmışlar" de. " Ne kadar güzeldir" deme ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı kalb, âyine-i Samed'dir ve O'na mahsustur. Meselâ; nasıl ki bir pâdişâh-ı âli, sana bir elmayı ihsan etse, o elmaya iki muhabbet ve onda iki lezzet var: Biri; elma, elma olduğu için sevilir ve elmaya mahsus ve elma kadar bir lezzet var. Şu muhabbet pâdişaha ait değil. Belki, huzurunda o elmayı ağzına atıp yiyen adam, padişahı değil, elmayı sever ve nefsine muhabbet eder. Bazan olur ki, padişah o nefisperverâne olan muhabbeti beğenmez, ondan nefret eder. Hem elma lezzeti dahi cüz'idir. Hem zeval bulur, elmayı yedikten sonra o lezzet dahi gider, bir teessüf kalır. İkinci muhabbet ise; elma içindeki elma ile gösterilen iltifâtât-ı şâhânedir. Güyâ o elma, iltifât-ı şâhânenin nümunesi ve mücessemidir, diye başına koyan adam, padişahı sevdiğini izhar eder. Hem iltifatın gılâfı olan o meyvede öyle bir lezzet var ki, bin elma lezzetinin fevkindedir. İşte şu lezzet ayn-ı şükrandır. Şu muhabbet, padişaha karşı hürmetli bir muhabbettir!.. S.)(Aynen onun gibi, bütün nimetlere, meyvelere, zatları için muhabbet edilse, yalnız maddî lezzetleri ile gafilâne telezzüz etse, o muhabbet nefsanîdir. O lezzetler de geçici ve elemlidir. Eğer Cenab-ı Hakk'ın iltifâtât-ı rahmeti ve ihsânâtının meyveleri cihetiyle sevse ve o ihsan ve iltifâtâtın derece-i lütuflarını takdir etmek suretinde kemâl-i iştiha ile lezzet alsa; hem mânevî bir şükür, hem elemsiz bir lezzettir... S.)
MÂNİ' : Turkish Risale
Men'eden. Geri bırakan. Esirgeyen. Engel. Özür
MÂNİ-İ ŞER'Î : Turkish Risale
Şeriatça kabule engel olan, mâni' olan hâl
MÂNİA : Turkish Risale
Men'eden şey. Engel. Özür. Zorluk
MÂRR : Turkish Risale
Geçen, geçmiş, yürüyen
MÂRR-ÜL BEYAN : Turkish Risale
Beyânı yukarıda geçmiş olan
MÂRR-ÜZ ZİKR : Turkish Risale
Yukarıda zikri geçmiş olan, yukarda bahsedilmiş olan
MÂRRE : Turkish Risale
Fık: Herkesin gittiği umumi yoldan yürüyen
MÂRRÎN : Turkish Risale
(Mâr. dan) Geçenler
MÂRRİN Ü ÂBİRÎN : Turkish Risale
Gelip geçenler. Gelen giden
MÂTEM : Turkish Risale
Ağlama. Üzüntü veya kederden ağlayıp sızlama. Kederinden yas tutma.(...Bak! Öyle bir ziya-yı hakikat neşreder ki, eğer O'nun o nurâni daire-i hakikat-ı irşadından hariç bir surette kâinata baksan, elbette kâinatın şeklini bir matemhâne-i umumi hükmünde ve mevcudatı birbirine ecnebi, belki düşman ve câmidatı dehşetli cenâzeler ve bütün zevil-hayatı zevâl ve firakın sillesiyle ağlayan yetimler hükmünde görürsün. Şimdi bak; O'nun neşrettiği nur ile o matemhâne-i umumi şevk-i cezbe içinde bir zikirhâneye inkılâb etti. O ecnebi düşman mevcudat, birer dost ve kardeş şekline girdi. S.)
MÂTEMDÂR : Turkish Risale
f. Mâtemli, acılı, yaslı
MÂTEMENGİZ : Turkish Risale
f. Mâtemi ve yası iktiza eden
MÂTEMFEZÂ : Turkish Risale
f. Yası ve mâtemi ziyadeleştirip arttıran
MÂTEMHANE : Turkish Risale
f. Ağlanılan, yas tutulan yer
MÂTEMKÜNÂN : Turkish Risale
f. Yas tutup mâtem ederek
MÂTEMZEDE : Turkish Risale
Mâtemli. Yaslı
MÂTEMÎ : Turkish Risale
Yaslı, mâtemli, üzüntülü
MÂUN SURESİ : Turkish Risale
Kur'an-ı Kerim'in
Suresidir. "Eraeyte Suresi" de denir
MÂYİ' : Turkish Risale
Akıcı. Akıcı madde
MÂYİ'-İ NÂRÎ : Turkish Risale
Ateş halinde su veya buhar
MÂYİÂT : Turkish Risale
(Mâyi'. C.) Akıcı cisimler. Su halinde bulunan, akan şeyler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani