Turkish Risale
MÜSAVEME : Turkish Risale
Pazarlık etme, pazarlaşma
MÜSAVERE : Turkish Risale
Kalkmak. * Sıçramak
MÜSAVİ : Turkish Risale
Birbirine denk olmak, aynı seviyede olmak. Denk, aynı derecede
MÜSAVİM : Turkish Risale
Pazarlık eden
MÜSAYEFE : Turkish Risale
(Seyf. den) Kılıçla vuruşma. birbirine kılıç çekme
MÜSAYERE : Turkish Risale
(Seyr. den) Birine yol arkadaşı olma
MÜSAİD : Turkish Risale
Muvafık, uygun. Yardım eden. İzin veren
MÜSAİF : Turkish Risale
İş bitiren, uygunluk gösteren
MÜSBET : Turkish Risale
İsbât olunan. Delilli. Açık ve sabit olan. * Menfinin zıddı. Pozitif, olumlu. * Yazılıp kaydedilmiş. Tesbit edilmiş olan
MÜSBET HAREKET : Turkish Risale
Doğruluğu âşikâr olan ve belli ve isbat edilebilen; doğru düşünenlerin kabul edebileceği kanun ve nizama uygun hareket. * Allah'ın (C.C.) emrine uygun, tahribkâr ve tecavüzkâr olmayan, yapıcı ve tâmir edici tarzda olan, mizan, adâlet ve insafa uyan hareket.(Bir şeyin vücudu, bütün eczasının vücuduna vâbestedir. Ademi ise, bir cüz'ünün ademi ile olduğundan; zayıf adam iktidarını göstermek için tahrib tarafdarı oluyor, müsbet yerine menfice hareket ediyor. M.)
MÜSBET İLİMLER : Turkish Risale
(Pozitif ilimler) Tecrübe ve müşâhedeye dayanan ve nazari olmayan maddi ilimler. Herkesin kabul ettiği ve isbat vasıtaları ile doğruluğu isbat edilen ilimler
MÜSBİG : Turkish Risale
Tamamlayıcı, isbâğ edici
MÜSBİT : Turkish Risale
İsbat eden, tesbit eden. Hakikat olduğunu, doğruluğunu belli eden
MÜSEBBA' : Turkish Risale
Edb: Yedişer mısralı bentlerden müteşekkil nazım
MÜSEBBAA : Turkish Risale
Yedi kere okunması icab eden duâ
MÜSEBBEB : Turkish Risale
(Sebeb. den) Sebebleri ve vesileleri mevcut olan. Sebeb ile meydana getirilmiş olan
MÜSEBBEBÂT : Turkish Risale
Bir sebeple olanlar, sebeple meydana çıkanlar. Neticeler
MÜSEBBEH : Turkish Risale
İhtiyarlıktan dolayı aklı giden kimse. Bunak
MÜSEBBET : Turkish Risale
Sâbit kılınmış, tesbit olunmuş
MÜSEBBİB : Turkish Risale
Sebep, vesile ve mucib olan. Vücuda getiren, kuran
MÜSEBBİB-ÜL ESBAB : Turkish Risale
Bütün sebeplere sâhip olan, hakiki müsebbib (Cenab-ı Hak). Bütün sebepleri meydana getiren, Allah (C.C.)
MÜSEBBİH : Turkish Risale
Allah'ı tesbih edip anan, Allah'ı noksan sıfatlarından tenzih eden ve zikreden, Sübhanallah diye Allah'ı tesbih eden
MÜSEBBİHA : Turkish Risale
Sağ elin ikinci parmağı. Şehâdet parmağı
MÜSEBBİHAN : Turkish Risale
f. Tesbih edenler. Bütün noksan sıfatlardan, her çeşit kusurdan Cenab-ı Hakkın uzak, temiz ve pâk olduğunu ikrar edenler, söyleyenler.(Evet, her bir nebat, her bir ağaç, pek çok lisan ile Sani'lerini öyle gösteriyorlar ki; ehl-i dikkati hayretlerde bırakır ve bakanlara "Sübhanallah!.. Ne kadar güzel şehadet ediyor" dedirtirler... S.)
MÜSEBBİHÂNE : Turkish Risale
f. Tesbih ederek. Sübhânallah diyerek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani