Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
KADD-İ BÂLÂ : Turkish Risale

f. Yüksek, uzun boy

KADD-İ BÜLEND : Turkish Risale

f. Uzun, yüksek boy

KADD-İ MEVZUN : Turkish Risale

Mevzun boy, biçimli boy

KADD-İ MÜSTESNA : Turkish Risale

Müstesna boy. Güzellikte emsalsiz ve benzeri olmayan endam

KADDA' : Turkish Risale

şiddetli

KADDAH : Turkish Risale

Kadeh yapan. Kadeh yapıcı. * Zemmeden. Gıybet eden. Hicveden, yeren

KADDAHE : Turkish Risale

Çakmak taşı

KADDESALLAH : Turkish Risale

Allah mübarek ve mukaddes eylesin

KADDESE : Turkish Risale

Takdis etti, takdis eder, takdis etsin, mutlu olsun (gibi mânada en mübarek bir şeyin kudsiliğini, kusur ve noksanlıktan uzaklığını, müberra olduğunu bildirir fiil.)

KADE : Turkish Risale

Gr: Yardımcı fiillerdendir. Cümlede ifade edilen hükmün yaklaştığını bildirmek için söylenir. Mübtedâ ile haberin başına gelerek, birincisini isim adı ile merfu' kılar, haberini de mansub eder. Bu gibi fiillerin haberi muzâri olur

KADEM : Turkish Risale

Ayak. Adım. Metrenin üçte biri kadar olan uzunluk. Oniki parmak uzunluğu, yarım arşın. * Uğur

KADEM-BUS : Turkish Risale

f. Ayak öpen

KADEME : Turkish Risale

Derece, sıra. * Merdiven basamağı

KADEME KADEME : Turkish Risale

Basamak basamak, derece derece

KADEME-İ ULÂDA : Turkish Risale

İlk basamakta. Başlangıçta

KADEMKEŞ : Turkish Risale

f. Ayağını çeken. Yanaşmayan, gitmeyen

KADEMNİH : Turkish Risale

f. Ayak basıcı

KADEMNİHADE : Turkish Risale

f. Gelmiş, ayak basmış olan

KADEMRAN : Turkish Risale

f. Adım atan, ilerliyen

KADEMRENCE : Turkish Risale

f. Lütfen kabul, tenezzül

KADEMÎ : Turkish Risale

Ayakla alâkalı. Ayağa mensub

KADEMİYYE : Turkish Risale

Ayak bastı parası. * Eskiden hükûmete ait bir davetiye veya emri tebliğ etmek için gönderilen memura, masrafları karşılığı olarak verilen ücret

KADER : Turkish Risale

Cenâb-ı Hakk'ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması. Takdir-i İlâhî. * Ezelî kısmet. * Tali'. Baht. Şans.(Kader ve cüz-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, halî ve vicdanî bir imanın cüz'lerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir. Yâni, mü'min her şeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenab-ı Hakk'a vere vere, tâ nihayette teklif ve mes'uliyetten kurtulmamak için "cüz-i ihtiyarî" önüne çıkıyor. Ona: "Mes'ul ve mükellefsin" der. Sonra ondan sudur eden iyilikler ve kemâlât ile mağrur olmamak için "kader" karşısına geliyor. Der: "Haddini bil, yapan sen değilsin." S.)(... Eğer kader ve cüz-i ihtiyarîden bahseden adam, ehl-i huzur ve kemal-i iman sahibi ise; kâinatı ve nefsini Cenab-ı Hakk'a verir, Onun tasarrufunda bilir. O vakit hakkı var, kaderden ve cüz-i ihtiyarîden bahsetsin. Çünkü, madem nefsini ve her şeyi Cenab-ı Hak'tan bilir, o vakit cüz-i ihtiyarîye istinad ederek mes'uliyeti deruhde eder, seyyiata merciiyyeti kabul edip, Rabbini takdis eder, daire-i ubudiyyette kalıp teklif-i İlâhiyyeyi zimmetine alır. S.)(İrade-i cüz'iye-i insaniye ve cüz'-i ihtiyariyesi; çendan zaiftir, bir emr-i itibarîdir, fakat, Cenab-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zaif, cüz'î iradeyi, irade-i külliyesinin taallukuna bir şart-ı âdi yapmıştır. Yâni, mânen der: "Ey abdim; ihtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise mes'uliyet sana aittir!" Teşbihte hatâ olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan. O'nu muhayyer bırakıp "Nereyi istersen seni oraya götüreceğim" desen. O Çocuk, yüksek bir dağı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut düştü. Elbette "Sen istedin" diyerek itab edip üstünde bir tokat vuracaksın. İşte Cenab-ı Hak, Ahkem-ül-Hâkimîn, nihayet zaafta olan abdin iradesini, bir şart-ı âdi yapıp irade-i külliyesi ona nazar eder. S.)

KADER-İ İLÂHÎ : Turkish Risale

Allah'ın takdiri

KADERÎ : Turkish Risale

Kader ile alâkalı. Kader, tali' nev'inden olan