Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
KENANE (KİNÂNE) : Turkish Risale

(C.: Kenâyin) İçine ok ve yay konulan ve beylik adı verilen kap

KENAR : Turkish Risale

f. Çevre, kıyı, Sâhil, deniz kıyısı. * Köşe, uç. * Son, nihâyet. * Çember. * Etrâfı çevrilen şey. * Kucaklama. Kucağa alma

KENAR-GİR : Turkish Risale

f. Fıçı çemberi

KENAR-I ÂSMÂN : Turkish Risale

Ufuk

KENARE : Turkish Risale

f. Kıyı, kenar. * Kucak. * Kasap çengeli. Kayış asılan çengel

KENAZ : Turkish Risale

Zahire vakti

KENAİN : Turkish Risale

(Kinâne. C.) Ok kılıfları, okluklar, sadaklar

KENAİS : Turkish Risale

Keniseler, kiliseler

KENB : Turkish Risale

İş yapmaktan ellerin iri iri olması

KENBUR : Turkish Risale

(Kenbure) f. Yalan, hile

KEND : Turkish Risale

Kesmek, kat'etmek. * Bir kimsenin nimetini ve iyiliğini bilmeyip inkâr etmek

KENDE : Turkish Risale

f. Hendek, çukur. * Biçilmiş, kesilmiş. * Kokmuş, ağır kokulu

KENDE-HÂYE : Turkish Risale

f. "Hayası kesilmiş: Hadım ağası

KENDEŞ : Turkish Risale

Bir nevi devâ

KENDU : Turkish Risale

f. Epey genişçe toprak

KENDUC : Turkish Risale

Yer altında giyecek eşya koymak için yapılan oda

KENDURE : Turkish Risale

f. Peşkir. * Deriden yapılmış büyük sofra

KENDÜM : Turkish Risale

f. Buğday

KENDİDE : Turkish Risale

f. Kokmuş

KENE : Turkish Risale

Hayvanın etine yapışıp kanını emen küçük bir böcek

KENEF : Turkish Risale

(C.: Eknâf) Yön, taraf. * Sığınılacak yer. Korunulacak mekân. * Tuvâlet, helâ, ayakyolu

KENEHBÜL : Turkish Risale

Bir cins ağaç

KENEHVER : Turkish Risale

Büyük beyaz bulut

KENET : Turkish Risale

(Esâsı: Kinet) İki sert cismi birbirine bağlamak için çakılan iki ucu kıvrık madeni parça

KENF : Turkish Risale

Hıfzetmek. * Örtmek, setretmek