Turkish Risale
KEMMUN : Turkish Risale
Kimyon
KEMMÎ : Turkish Risale
Azlık veya çokluğa dair. Kemmiyete âit ve müteallik. Cesur. Yiğit. Silâhlı
KEMMİYAT : Turkish Risale
(Kemmiyet. C.) Kemiyetler
KEMMİYET : Turkish Risale
(Kemiyet) Miktar, sayı, nice oluş. Az veya çok oluş
KEMN : Turkish Risale
Gizlemek, gizlenmek
KEMNAM : Turkish Risale
f. Adı sanı belirsiz. Namsız, şöhretsiz
KEMNE : Turkish Risale
Tıb: Karasu adı verilen bir göz hastalığı
KEMPAYE : Turkish Risale
f. Rütbe ve derecesi düşük. Pâyesi düşük olan
KEMRA : Turkish Risale
f. Mandıra, ağıl
KEMRE : Turkish Risale
Gübre. * Pul pul kalkmış deri
KEMSAL : Turkish Risale
f. Genç. Yaşı küçük
KEMSERE : Turkish Risale
Cem'olmak, toplanmak. * Bazısı bazısına girmek. * Yab yab yürümek
KEMSUHAN : Turkish Risale
f. Az konuşan. Az söyleyen
KEMTER : Turkish Risale
f. Aciz. Fakir. İtibarsız. * Başka şeylere göre daha az olan. Pek aşağı. * Noksan, eksik
KEMTERANE : Turkish Risale
f. Fakirce. Acizce. Çok küçük nisbette
KEMTERÎN : Turkish Risale
f. Pek âciz ve güçsüz. Çok hakir. * En küçük, en âşağı. Pek çok noksan veya eksik
KEMY : Turkish Risale
Gizlemek, ketmetmek
KEMYAB : Turkish Risale
Az bulunan. Nâdir. Bulunmayacak kadar az olan
KEMZEBAN : Turkish Risale
f. Az konuşan kimse. Az söyleyen kişi
KEMZEDE : Turkish Risale
f. Tâlihsiz, şanssız, bahtsız
KEMZEN : Turkish Risale
f. Tâlihsiz, şanssız
KEMÂ : Turkish Risale
(Ke ile Mâ edatlarından mürekkebdir) "Gibi" mânâsına gelir
KEMÂ BİŞ : Turkish Risale
f. Aşağı yukarı. Takriben
KEMÂ Fİ-L-EVVEL : Turkish Risale
Evvelki gibi
KEMÂ Fİ-S-SÂBIK : Turkish Risale
Eskisi gibi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani