Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
LEBED : Turkish Risale

Yünden yapılan keçe. * Bir yerde mukim olmak. * Bir şeye yapışmak

LEBEKE : Turkish Risale

Şerit parçası

LEBEN : Turkish Risale

Süt. * Boyun ağrısı. (Bak: Libâ')

LEBENÎ : Turkish Risale

(Lebeniyye) Sütle alâkalı. Sütlü

LEBENİYYÂT : Turkish Risale

(Lebeniyye. C.) Sütlü nesneler

LEBGÜŞA : Turkish Risale

f. Dudağı açık. Söyleyen, konuşan

LEBH : Turkish Risale

Bir büyük ağacın adı. (Bir kimse kabuğunu yarsa filhâl o kişiye uyuşukluk gelir; o ağaçtan tahtalar biçip gemi yaparlar. Rivâyet olunur ki, iki tahtasını birbirine bitiştirip bir yıl su içinde dursa ikisi bir olup yekpâre olur, Mısır'da yetişir. Ahter-i Kebir'den)

LEBK (LEBÂKA) : Turkish Risale

Akıllı olmak. * Islah etmek, terbiye etmek. * Karıştırmak. * Yumuşak etmek, yumuşatmak

LEBKUS : Turkish Risale

Mürr denilen acı Yemen zamkının adı

LEBKÜŞA : Turkish Risale

f. Dudağı açık. Konuşan, söyleyen

LEBLAB : Turkish Risale

Sarmaşık denen bir bitki

LEBLEBE : Turkish Risale

Esirgemek. * Oğula ve kıza çok fazla düşkün olmak

LEBN : Turkish Risale

Vurmak

LEBRİZ : Turkish Risale

f. Taşacak kadar. Ağıza kadar. Taşkın

LEBS : Turkish Risale

Giyecek şey. * Giyme. Giyinme. * Bir mânayı diğer bir mânâ ile karıştırmak. Sözün karışık ve şüpheli olması. Sözü karıştırıp şüpheye düşmek

LEBSAN : Turkish Risale

Hardala benzer bir ot. * Yabani hardal

LEBT : Turkish Risale

Güreşmek

LEBTEŞNE : Turkish Risale

(C.: Lebteşnegân) f. Susamış

LEBUN : Turkish Risale

Sütlü hayvan. Sütü bol olan hayvan

LEBUS : Turkish Risale

Her giyecek ve örtünecek nesne

LEBVE : Turkish Risale

Dişi arslan

LEBZ : Turkish Risale

Vurmak. * Yemek

LEBÎ : Turkish Risale

f. Dilim. Ekmek, kavun, karpuz vs. dilimi

LEBİD : Turkish Risale

Küçük çuval

LEBİK : Turkish Risale

Tatlı sözlü. Yumuşak konuşan. * Zeki, anlayışlı, akıllı