Turkish Risale
LÜMEY'A : Turkish Risale
Küçük pırıltı. Küçük ışıkcık. Parıltıcık
LÜMEZE : Turkish Risale
Bir kimsenin arkasından ayıplarını söyliyen. Gıybet eden
LÜMME : Turkish Risale
Nişan. Alâmet. Damga. Nokta. * Vesvese, kuruntu. * Çok cemaat, çok kalabalık.(İnsan küçük bir âlem olduğu gibi, âlem dahi büyük bir insandır. Bu küçük insan o büyük insanın bir fihristesi ve hulâsasıdır. İnsanda bulunan nümunelerin büyük asılları, insan-ı ekberde bizzarure bulunacaktır. Meselâ: Nasılki insanda kuvve-i hâfızanın vücudu, âlemde Levh-i Mahfuz'un vücuduna kat'i delildir. Öyle de: İnsanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir âlet-i vesvese ve kuvve-i vâhimenin telkinatiyle konuşan bir şeytani lisan ve ifsat edilen kuvve-i vâhime, küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiplerinin ihtiyarına zıd ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna kat'i bir delildir.Ve bu lümme-i şeytaniye ve şu kuvve-i vâhime, bir kulak ve bir dil olduklarından, ona üflüyen ve bunu konuşturan haricî bir şahs-ı şerirenin vücudunu ihsas ederler. L.)
LÜMME-İ ŞEYTÂNİYE : Turkish Risale
şeytanın vesvesesi. Şeytanın verdiği kuruntu
LÜMMÎ : Turkish Risale
Toplanmaya dâir. * Nazarî ve aklî delil. (Bak: Limmî)
LÜMMİYET : Turkish Risale
(Limmiyet) İllet ve sebebiyet
LÜMTA : Turkish Risale
şiddet. Mihnet
LÜMZA : Turkish Risale
Bir parça yiyecek. * Beyaz nokta. * Atın alt dudağında olan beyazlık
LÜNC : Turkish Risale
f. Ağzın içi. * Dudak. * Çolak
LÜSAT : Turkish Risale
Diş etleri
LÜSEYN : Turkish Risale
Küçük dil. Dilcik
LÜSGA : Turkish Risale
Söylerken rı'yı gayn'a veya lâm'a; ve sin'i te'ye kalbetmek
LÜSN : Turkish Risale
(Lisân. C.) Diller, lisanlar
LÜSS (LİSS) : Turkish Risale
(C.: Lüsus) Hırsız
LÜSUB (LESB) : Turkish Risale
Yapışmak
LÜSUK : Turkish Risale
Yapışma, bitişik olma. Yapışıp tutma. * Ulaşma, vâsıl olma, erişme
LÜSUS : Turkish Risale
(Luss. C.) Hırsızlar, sârıklar
LÜSUSET : Turkish Risale
(Lüsusiyet) Hırsızlık, sirkat
LÜSUSİYYET : Turkish Risale
Hırsızlık yapma, sirkat
LÜSÜN : Turkish Risale
(Lisân. C.) Lisânlar, diller
LÜTNE : Turkish Risale
Kirpi
LÜTRE : Turkish Risale
f. Ancak konuşanların anlıyabileceği, başkalarının anlıyamıyacağı şekilde görüşülen uydurma dil, kuşdili. * Boşboğaz
LÜTUF : Turkish Risale
Rıfk ve nevâziş. İltifatla mülâyemet üzere muâmele eylemek. Allah (C.C.) Hazretlerinin kullarını rıfk ve sühuletle murâdına muvaffak eylemesi. * Güzellik, hoşluk. * İyilik, iyi muâmele.
LÜTUF-DİDE : Turkish Risale
Lütuf görmüş
LÜTUT : Turkish Risale
Sâbit ve lâzım olmak, gerekmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani