Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MAZIG : Turkish Risale

Çiğneyen, çiğneyici

MAZINNE : Turkish Risale

(C: Mezânin) İçinde bir şey olduğu tahmin olunan yer

MAZIR : Turkish Risale

Ekşi, hâmız

MAZLEME : Turkish Risale

(C.: Mezâlim) Zulüm ve adaletsizlik. Haksızlık. Can yakma

MAZLUM : Turkish Risale

Zulüm görmüş. Kendine zulmedilmiş. * Halim, selim, sakin, sessiz

MAZLUMANE : Turkish Risale

Zulüm görmüşe yaraşır surette. * Sessizce. Sessizlikle

MAZLUMÎN : Turkish Risale

Zulüm görmüş kimseler

MAZLUMİYYET : Turkish Risale

Mazlumluk. Zulüm görmüşlük. * Sessizlik, yavaşlık

MAZMAZ : Turkish Risale

(İbranice) Hz. Muhammed'in (A.S.M.) Suhuf-u İbrahim ve Tevrat'taki ismi

MAZMAZA : Turkish Risale

Gusül veya abdest alırken, elleri yıkadıktan sonra üç kere ağız dolusu su alıp ağızda çalkalamak

MAZMUM : Turkish Risale

(Zamm. dan) Zammolunmuş. İlâve olunmuş. * Yapışmış. * Zamme ile okunan

MAZMUN : Turkish Risale

Meâl. Mâna. Mefhum. * Nükteli, san'atlı, ince söz. * Ödenmesi lâzım olan. * Fık: Gasb, telef veya zulüm sebebi ile ödenmesi lüzum etmiş şey

MAZMİ : Turkish Risale

Sulanan ekin

MAZNUK : Turkish Risale

Nezle olmuş. Nezleli

MAZNUN : Turkish Risale

(Zann. dan) Zannolunmuş. Zan altında bulunan, kendisinden şüphe edilen. * Huk: Bir suç dolayısı ile sorguya çekilen kimse. Sanık

MAZNUNÎN : Turkish Risale

(Maznun. C.) Zan altında bulunanlar. Şüpheli kimseler

MAZRA : Turkish Risale

Ayran. Bir nevi yemek

MAZRAC : Turkish Risale

(C: Mezaric) Eski elbise

MAZRAHÎ : Turkish Risale

Akbaba. * Ulu, şerefli kimse. * Her beyaz nesne

MAZREB : Turkish Risale

Vuracak yer. * İlikli kemik

MAZRUB : Turkish Risale

(Zarb. dan) Zarbolunmuş. Çarpılmış. Dövülmüş. * Basılmış, damgalanmış. * Mat: Çarpılan. (Bak: Madrub)

MAZRUBEYN : Turkish Risale

Birbirine çarpılan iki sayıdan herbiri

MAZRUF : Turkish Risale

Zarflanan. Sarılıp muhafaza edilen. Zarfa konan

MAZRUFEN : Turkish Risale

Zarf içinde olarak. Zarflı surette

MAZRUFÂT : Turkish Risale

(Mazruf. C.) Zarflı olanlar