Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MEBİT : Turkish Risale

(Beyt. den) Geceleyin kalınacak yer. Geceliyecek yer

MEBİZ : Turkish Risale

(C.: Mebâyiz) Tıb: Yumurtalık

MEBŞURE : Turkish Risale

Yüzü ve vücudu güzel yaratılmış kadın

MEBŞUŞ : Turkish Risale

(C.: Mebâşiş) Silinmiş. İzi eseri kalmamış

MEC' : Turkish Risale

Hurmayı sütle ıslatıp yemek

MEC'UL : Turkish Risale

Yapılmış. Meydana çıkarılmış. İkame ve ihdas olunmuş olan

MECA' : Turkish Risale

Açlık

MECAA : Turkish Risale

Hilebazlık etmek, hile yapmak

MECADİF : Turkish Risale

(Micdâf. C.) Kayık veya sandal kürekleri

MECADİL : Turkish Risale

(Micdel. C.) Köşkler, kasırlar

MECAE : Turkish Risale

(Mecâet) Açlık. Acıkma

MECAL : Turkish Risale

Tâkat. Güç. Kuvvet. * İktidar. İmkân. * Fırsat

MECALÎ : Turkish Risale

(Meclâ. C.) Aynalar

MECALİS : Turkish Risale

Meclisler. Toplantılar. Toplantı yerleri

MECAMİ' : Turkish Risale

(Mecmua. C.) Mecmualar. Dergiler

MECAMİR : Turkish Risale

(Micmer. C) İçlerinde tütsü yakılan kaplar, buhurdanlar

MECANE : Turkish Risale

Ne bulursa sakınmadan yapmak. Mecnunluk

MECANİK : Turkish Risale

(Mencenik. C.) Mancınıklar. (Bak: Mancınık)

MECANİN : Turkish Risale

Mecnunlar. Deliler

MECARÎ : Turkish Risale

(Mecrâ. C.) Mecralar. Su yolları. Su yatakları

MECAZ : Turkish Risale

Yerinden ve haddinden tecavüz etmek. Hududunu aşmak. * (Cevaz. dan) Geçecek yer. Yol. * Edb: Hakiki mânâsı ile değil de ona benzer başka bir mânâ ile veya istenileni hatırlatır bir kelime ile konuşmak. İstenilene benzer bir mâna ifadesi. Meselâ: Bazı Hadis-i Şeriflerde dünyaya nezâret eden iki melâikenin öküze ve balığa benzetildiği gibi.Edebiyat: Lügatı'nın, "Mecaz" Maddesinde şu tafsilât vardır: Bir kelime, kendi mânasında kullanılırsa; hakikat olur. Eğer bir münasebetle asıl mânasından başka bir mânada istimâl edilir ve kendi mânasında kullanılmasında "karine-i mânia" bulunursa mecaz'dır. Meselâ; tahta kelimesi ağaçtan satıh mânasına olduğu halde hakikattır. Fakat yazı levhası mânâsına kullanılır. Faraza, Muallim tarafından talebeye "tahta başına geç" denilirse, mecaz'dır. Çünkü, levhanın tahtadan yapılmış olması münasebeti ile, bir de başına geçilecek tahtanın ancak yazı tahtası olup döşeme ve tavan tahtalarının başına geçilemiyeceği karine-i mâniası ile, o kelime hakikat mânâsından mecâz mânâsına naklolunmuştur.Nakildeki münasebete alâka denilir. Alâkası teşbih olan mecazlar istiâre, başka türlü alâkası bulunanlar da mecaz-ı mürsel'dir. Mecaz-ı mürselin alâkaları teşbihten başkadır ve en meşhurları şunlardır:
Hulul
Hakikat ve mecaz mânalarında birinin ötekine mahal olmasıdır. (Derse girildi) denildiği vakit, hâl olan dersin söylenip onun mahalli bulunan dershânenin kasdedilmesi. (Yemekhâneye indi) denilince de, mahal bulunan yemekhânenin zikrolunup yemeğe inildi, denilmek istenmesi gibi.Mânâca cüz'i bir fark ile buna, zarfiyyet, mazrufiyyet alâkası da diyebiliriz.
Sebebiyyet, müsebbebiyyet
Hakiki ve mecazi mânâlardan birinin diğerine sebeb müsebbeb olmasıdır. "Bir muharrir, kalemiyle geçinir" cümlesinde sebeb olan kalemin zikredilip müsebbeb olan yazı ücretinin kasdedilmesi; kar yağarken söylenilen "bereket yağıyor" cümlesindeki müsebbeb olan bereketin zikredilip, sebeb olan karın murad edilmesi gibi.
Cüz'iyyet, külliyet
Hakikat ve mecaz mânâlarından biri, diğerinin cüz'ü olmasıdır. Diğer bir tabir ile; bir şeyin bütünü kasdedilmesidir. "Marmaradan her yelkenUçar gibi neş'eli"beytindeki yelken kelimesi gibi. (ki, onun zikriyle bütünü söylenip parçası, yahut parçası söylenip bütünü bulunan kayık murad edilmiştir).
Itlâk ve takyid
Hakikat ve mecaz mânâlarından birinin mutlak yâni umuma; o birinin mukayyed, yâni hususa delâlet eder olmasıdır. Hayvan kelimesindeki mânâ umumidir. Hayvan deyip de meselâ "At" ı murad etmek onu mukayyed bir mânâda kullanmak demek olacağından "Mecaz" olur.
Kevniyyet
Bir şeye eski hâlinin ismini vermektir. Bir vâlidenin, yetişmiş oğluna; "bizim çocuk" demesi gibi.
Evveliyyet
Bir şeyi sonra olacağı isim ile zikretmektir. Tıbbiye ve deniz mekteblerine yeni girmiş talebeye "Doktor ve Kaptan" denilmesi gibi.(Mecaz ilmin elinden cehlin eline düşerse, hakikate inkılâb eder, hurâfata kapı açar. S.)

MECAZ-I MÜRSEL : Turkish Risale

Edb: Kelimenin asıl mânâsıyla mecazî mânâsı arasında benzerlik bulunmasından başka bir alâka bulunmasıyla olan mecazdır

MECAZE : Turkish Risale

Cevizlik yer

MECAZEN : Turkish Risale

Mecaz olarak. Gerçek değil de mecaz yoliyle

MECAZÎ : Turkish Risale

Mecazla ilgili