Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MECAZİB : Turkish Risale

(Meczub. C.) Meczublar. Cezbeye tutulmuş olanlar

MECBE : Turkish Risale

Geniş ve işlek yol

MECBEE : Turkish Risale

Mantar yetişen yer

MECBUB : Turkish Risale

Hayası ve zekeri kesilmiş

MECBUL(E) : Turkish Risale

(Cibillet. den) Yaratılmış. Yaratılışında bir hâl veya sıfat bulunan

MECBUR : Turkish Risale

Zor görmüş. Zorla bir işe girişmiş. İcbar görmüş. * Hatırı alınmış, gönlü yapılmış. (Hakiki manası: Kırıldıktan sonra bütünlenmiş.)

MECBUREN : Turkish Risale

İster istemez. Cebirle. Zaruret icâbı. Zorla

MECBURÎ : Turkish Risale

Zor altında, ister istemez, yapma mecburiyetinde

MECBURİYET : Turkish Risale

Zora tutulma. Mecburluk

MECC : Turkish Risale

Ağızla su püskürmek. * Sulu şeyler atmak ve saçmak

MECCAN : Turkish Risale

Parasız, karşılıksız, ücretsiz, bedâva, meccânen

MECCANEN : Turkish Risale

Ücretsiz, parasız

MECCANÎ : Turkish Risale

Bedavacı. Parasız

MECCANİYET : Turkish Risale

Ücretsizlik, meccanilik

MECD : Turkish Risale

Büyüklük. Azamet. * şeref, itibar

MECDERE : Turkish Risale

Lâyık olacak mekân

MECDEYE : Turkish Risale

Kıtlık yeri

MECDUD : Turkish Risale

Rızkı bol, nasibli, bahtiyar. * Kesilmiş, maktu

MECDUL : Turkish Risale

Sağlam ve muhkem şey. * Sağlam yapılı ve kemikli kimse. * Bükülmüş

MECDUR : Turkish Risale

Tıb: Çiçek çıkarmış kimse

MECELLAT : Turkish Risale

(Mecelle. C.) Mecmualar, kitaplar, dergiler

MECELLE : Turkish Risale

Mecmua. Fikir topluluğu. Risale. Kitab. Hikmetli sahife. * Fıkıh kitabının muâmelât kısmının toplu bir parcası. * İslâm Hukukuna dâir bir mecmua

MECENNE : Turkish Risale

Kalkan, siper. * Delilik, mecnunluk, divanelik

MECER : Turkish Risale

Koyunun karnındaki kuzu büyüdükçe durmaya kadir olmaması. * Büyük asker. * Susuzluk

MECERRE : Turkish Risale

(Mecerret-üs Sema) Kehkeşan, Samanyolu denilen büyük, parlak yıldız kümesi