Turkish Turkish
GEBE : Turkish Turkish
ıyilik gördüğü ya da çıkar sağladığı için bağımlı (olan)
GEBE KALMAK : Turkish Turkish
(insan, hayvan için) karnında yavru oluşmak
GEBE KALMAK : Turkish Turkish
çıkar nedeniyle bağımlı duruma gelmek
GEBECE : Turkish Turkish
aşak vermeye başlayan ekin
GEBECE : Turkish Turkish
ıki kulplu çömlek
GEBELİK : Turkish Turkish
gebe olma durumu, hamilelik
GEBELİK : Turkish Turkish
döllenmeyle doğum arasında geçen süre
GEBERİK : Turkish Turkish
ölü, ölmü?
GEBERMEK : Turkish Turkish
(sevilmeyen biri için) ölmek
GEBERMEK : Turkish Turkish
çok yorulmak
GEBERTİLMEK : Turkish Turkish
öldürülmek
GEBERTMEK : Turkish Turkish
hayvan için öldürmek
GEBERTMEK : Turkish Turkish
çok dövmek
GEBEŞ : Turkish Turkish
aptal, sersem
GEBEŞ : Turkish Turkish
odur ve şişman
GEBEŞ : Turkish Turkish
karnı şiş olan
GEBEŞLİK : Turkish Turkish
gebeş olma durumu
GEBRE : Turkish Turkish
hayvan tımar etmekte kullanılan kıldan kese
GEBRE : Turkish Turkish
gebreotunun yemişi
GEBRELEMEK : Turkish Turkish
(hayvanı) gebre ile tımar etmek
GEBREOTU, -NU : Turkish Turkish
gebreotugiller familyasının, çalıya benzer örnek bitkisi, kebere (capparis)
GEBREOTUGİLLER : Turkish Turkish
ıkiçeneklilerden, örneği gebreotu olan bir bitki familyası
GEÇ : Turkish Turkish
kararlaştırılan, beklenen ya da alışılan zamandan sonra, "erken" karşıtı
GEÇ : Turkish Turkish
elirli zamandan sonra olan
GEÇ : Turkish Turkish
zamanını geçiren
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani