Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GEVRETMEK : Turkish Turkish

ir şeyin gevremesini sağlamak

GEVŞEK : Turkish Turkish

sıkı ya da gergin olmayan, gevşemiş olan

GEVŞEK : Turkish Turkish

ılgisiz, kayıtsız

GEVŞEK : Turkish Turkish

cansız, hareketsiz, iradesiz, gayretsiz

GEVŞEK : Turkish Turkish

sert, sıkı olmayan

GEVŞEK AĞIZLI : Turkish Turkish

geveze, boşboğaz

GEVŞEK VURGU : Turkish Turkish

üzerinde vurgu olan bir ünlüden sonra, ünsüzle başlayan bir hecenin gelişiyle zayıflayan vurgu

GEVŞEKLEŞMEK : Turkish Turkish

gevşek duruma gelmek

GEVŞEKLİK : Turkish Turkish

gevşek olma durumu

GEVŞEKLİK : Turkish Turkish

ılgisiz, kayıtsız davranış

GEVŞEKLİK : Turkish Turkish

uyuşukluk, kesiklik, °rehavet

GEVŞEME : Turkish Turkish

gevşemek eylemi

GEVŞEME : Turkish Turkish

ısteğin, çabanın, ciddiyetin azalması

GEVŞEME : Turkish Turkish

yüreğin atmasında kasılmadan sonra gelen dinlenme ve içine kan dolma dönemi

GEVŞEME : Turkish Turkish

gerilen kasların ya da öfke, kaygı, korku gibi duygularla artan ruhsal gerilimin normal duruma gelmesi

GEVŞEME : Turkish Turkish

gerilmiş vücut bölümlerinin, direnci olmadan, kendi ağırlıklarıyla, kimi devinimlerle yeniden kendi durumuna gelmesi, "gerilme" karşıtı

GEVŞEMEK : Turkish Turkish

sertlik ve gerginliği azalmak

GEVŞEMEK : Turkish Turkish

çözülmek

GEVŞEMEK : Turkish Turkish

yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek

GEVŞEMEK : Turkish Turkish

sevmek, hoşlanmak, şımarıkça davranmak, cıvımak, yılışmak

GEVŞETİCİ : Turkish Turkish

sıkı, gergin gerilmiş bir şeyin gevşemesini ya da rahatlamasını sağlayan

GEVŞETİLMEK : Turkish Turkish

ir şeyin gevşemesini sağlamak, bir şeyi gevşek duruma getirmek

GEVŞETİŞ : Turkish Turkish

gevşetmek eylemi ya da biçimi

GEVŞETME : Turkish Turkish

gevşek duruma getirme

GEVŞETMEK : Turkish Turkish

gevşek duruma getirmek, gerginliğini bozmak