Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GERİNİŞ : Turkish Turkish

gerinmek eylemi ya da biçimi

GERİNMEK : Turkish Turkish

kolları açarak, gövdeyi gergin bir duruma sokmak

GERİNMEK : Turkish Turkish

ahatlık, mutluluk, övünç duymak

GERİSİN GERİ ( YA DA GERİSİN GERİYE) : Turkish Turkish

- gerisingeri

GERİSİNGERİ, GERİSİNGERİYE : Turkish Turkish

geldiği yere ya da ters yöne doğru, geriye dönerek

GERİSİNGERİ, GERİSİNGERİYE : Turkish Turkish

yeniden, bir daha, tekrar

GERİYANSITICI : Turkish Turkish

ir ışımayı geldiği doğrultuya yakın yönde geri gönderme özeliği olan düzenek

GERİZ : Turkish Turkish

pissu, lağım, °keriz

GERİZE TAŞ ATMAK : Turkish Turkish

edepsiz bir kimseye edepsizliğini göstermeye fırsat vermek

GERMANYUM : Turkish Turkish

atom numarası 32, atom ağırlığı 72,5 ve yoğunluğu 5,32, 937,4°c'de ergiyen, kalay ve silisyumu andırır, az rastlanır bir element, simgesi ge

GERME : Turkish Turkish

germek eylemi

GERME : Turkish Turkish

ir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde

GERME : Turkish Turkish

irbirine yaklaşık bükülü vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma, "bükme" karşıtı

GERMEK, -ER : Turkish Turkish

ir şeyi uçlarından ya da kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek

GERMEK, -ER : Turkish Turkish

gergin birşeyle örtmek

GERMEK, -ER : Turkish Turkish

(kol, bacak için) uzatmak

GERMEK, -ER : Turkish Turkish

(sinir, ilişki, davranış için) gergin duruma getirmek, sinirlendirmek

GERMEN : Turkish Turkish

kale, kermen, kirman

GERMEN : Turkish Turkish

canlı yaratıklarda gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme öğelerinin tümü

GERNEŞMEK : Turkish Turkish

gerinmek

GERUNDİUM : Turkish Turkish

ulaç

GERZEK : Turkish Turkish

aptal, budala

GERZEKLEŞMEK : Turkish Turkish

aptallaşmak

GERZEKLİK : Turkish Turkish

aptallık

GESTAPO : Turkish Turkish

nazi almanyasında gizli polis örgütü