Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GRANDİ : Turkish Turkish

geminin baştan ikinci direği

GRANDÜK, -KÜ : Turkish Turkish

üyük bir düklüğün egemenine verilen ad

GRANDÜK, -KÜ : Turkish Turkish

çarlık rusyasında prenslere verilen san

GRANDÜKLÜK : Turkish Turkish

grandükün yönettiği ülke

GRANDÜŞES : Turkish Turkish

grandükün eşi

GRANDÜŞES : Turkish Turkish

us imparatorluk ailesinden prenseslerin taşıdığı san

GRANİT GİBİ : Turkish Turkish

güçlü, dayanıklı; sert

GRANİT, -Tİ : Turkish Turkish

kuvars, feldispat, ortoklaz ve mika minerallerinden bileşmiş türlü renkte, billursu, çok sert bir tür kayaç

GRANİTLEŞME : Turkish Turkish

ıç kuvvetlerin etkisiyle yeryuvarlağı içindeki kayanın granite dönüşmesi

GRANİTLEŞMEK : Turkish Turkish

granite dönüşmek

GRANİTLİ : Turkish Turkish

ıçinde, yapısında granit bulunan

GRANÜLİN : Turkish Turkish

opalin türü

GRANÜLİT, -Tİ : Turkish Turkish

kuvars, feldispat, granit, moskofcamı gibi maddelerden bileşmiş billur kayağantaş kütlesi

GRAVİMETRE : Turkish Turkish

yerçekimölçer, çekimölçer

GRAVİMETRİ : Turkish Turkish

yerçekimölçüm, çekimölçüm

GRAVÜR : Turkish Turkish

ağaç, metal ya da taş bir yüzeye ayrı katlar halinde değişik renkli boyalar sürüldükten sonra, üstteki katları yer yer kazıyarak alttaki renklerden yararlanma tekniği, kazıma resim

GRAVÜR : Turkish Turkish

u teknikle yapılmış resim

GRAVÜRCÜ : Turkish Turkish

gravür yapan sanatçı

GRAVÜRCÜLÜK : Turkish Turkish

gravür sanatı ve sanatçıları

GRAVYER : Turkish Turkish

ısviçre'de yapılan bir çeşit sarı, yağlı peynir

GREK : Turkish Turkish

eski yunanlı

GREK : Turkish Turkish

eski yunanlılarla ilgili, eski yunanlılara özgü olan şey

GREKÇE : Turkish Turkish

eski yunan dili

GREKOROMEN : Turkish Turkish

elden aşağısını tutmamak ve ayaklarla oyun yapmamak gibi kuralları olan güreş türü

GREKOROMENCİ : Turkish Turkish

grekoromen güreşi yapan güreşçi