Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GRUPLARARASI : Turkish Turkish

gruplararası ile ilgili

GRUPLAŞMA : Turkish Turkish

gruplaşmak eylemi, gruplardan oluşan bir yapı

GRUPLAŞMA : Turkish Turkish

gruplar görünümünde bir yapı oluşması

GRUPLAŞMAK : Turkish Turkish

gruplar oluşturmak, gruplara ayrılmak

GUANO : Turkish Turkish

özellikle deniz kuşlarının pisliklerinin kimi yerlerde uzun süreden beri birikip yığılmasıyla oluşan, azot ve fosfat bakımından zengin, gübre

GUATR : Turkish Turkish

oyundaki kalkanbezinin çalışmasındaki bozuklukla beliren sayrılık, °guşa, °cedre

GÜBRE : Turkish Turkish

toprağın verimini artırmak için toprağa karıştırılan her türlü hayvan dışkısı, kimyasal ya da bitkisel madde, kemre

GÜBREATAR : Turkish Turkish

genellikle katı gübreleri toprağın yüzeyine ya da istenilen derinliğe atabilen tarım aleti

GÜBREBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

kınkanatlılardan, gübreyle beslenen bir böcek cinsi (onitis)

GÜBRECİL : Turkish Turkish

gübre içinde yaşayan ya da gelişen (hayvan, bitki)

GÜBRELEME : Turkish Turkish

tarımcılıkta toprağa gübre karıştırma yoluyla toprağın verimini artırma yöntemi

GÜBRELEMEK : Turkish Turkish

verimini artırmak için toprağa gübre katmak

GÜBRELENMEK : Turkish Turkish

verimi artırmak için toprağa gübre katılmak

GÜBRELETMEK : Turkish Turkish

toprağın gübrelenmesini sağlamak

GÜBRELİ : Turkish Turkish

gübrelenmiş olan

GÜBRELİK : Turkish Turkish

gübre konan yer

GÜBRESİZ : Turkish Turkish

gübrelenmemiş olan

GÜÇ : Turkish Turkish

edensel ya da zihinsel çaba isteyen, zor, çetin, °müşkül

GÜÇ : Turkish Turkish

yapılması zor, çetin

GÜÇ : Turkish Turkish

katlanılması zor olan

GÜÇ : Turkish Turkish

güçlük çekerek, zorlukla

GÜÇ : Turkish Turkish

fiziksel, düşünsel ya da ahlaksal bir etki yapabilme; bir etkiye direnebilme yeteneği, °kuvvet

GÜÇ : Turkish Turkish

ir olaya yol açan her türlü devinim, °kuvvet, °takat

GÜÇ : Turkish Turkish

sınırsız, mutlak nitelik

GÜÇ : Turkish Turkish

üyük etkinliği ve önemi olan nitelik