Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
GÜLÜK : Turkish Turkish

hindi, culuk

GÜLÜMSEME : Turkish Turkish

hafifçe gülme, °tebessüm

GÜLÜMSEMEK : Turkish Turkish

güler gibi olmak, hafifçe gülmek

GÜLÜMSETMEK : Turkish Turkish

gülümsemesini sağlamak

GÜLÜMSEYİŞ : Turkish Turkish

gülümsemek eylemi ya da biçimi, mutluluk yansıtan bakış

GÜLÜNÇ : Turkish Turkish

gülmeye alaya yol açan, eğlence konusu olan, güldürücü, °komik

GÜLÜNÇ : Turkish Turkish

akla, mantığa aykırı, garip, tuhaf

GÜLÜNÇ : Turkish Turkish

önemsiz, garip

GÜLÜNÇLEŞME : Turkish Turkish

gülünçleşmek eylemi, komikleşme, onur kırıcı duruma düşme

GÜLÜNÇLEŞMEK : Turkish Turkish

gülünç duruma gelmek, komikleşmek

GÜLÜNÇLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

gülünç duruma getirmek

GÜLÜNÇLÜ : Turkish Turkish

güldürücü, eğlendirici özellikleri bulunan (oyun, öykü, söz)

GÜLÜNÇLÜK : Turkish Turkish

gülünç olma durumu, komiklik

GÜLÜNMEK : Turkish Turkish

gülmek eylemi yapılmak

GÜLÜNMEK : Turkish Turkish

alay edilmek

GÜLÜP GEÇMEK : Turkish Turkish

umursamamak, aldırış etmemek, üzerinde durmamak

GÜLÜP OYNAMAK (YA DA GÜLÜP SÖYLEMEK) : Turkish Turkish

neşeli, sevinçli, keyifli, güzel vakit geçirmek

GÜLÜŞ : Turkish Turkish

gülmek eylemi ya da biçimi, gülme, °hande

GÜLÜŞME : Turkish Turkish

gülüşmek eylemi, birden fazla kişinin sevinme ya da alay etme tepkisi

GÜLÜŞMEK : Turkish Turkish

karşılıklı ya da birlikte gülmek, birlikte şakalaşmak

GÜLÜŞÜLMEK : Turkish Turkish

karşılıklı ya da birlikte gülünmek

GÜLÜT : Turkish Turkish

ir skece, revüye ya da bir eğlence gösterisine eklenen gülünçlü sözler ya da durumlar, °gag

GÜLÜTÇÜ : Turkish Turkish

ir skeçte, revüde ya da eğlence gösterisinde eklenen sözleri ve durumları hazırlayan kimse

GULYABANİ : Turkish Turkish

karanlık ve ıssız yerlerde, insanın gördüğünü sandığı korkunç hayalet

GÜLYAĞCI : Turkish Turkish

gülyağı çıkaran ya da satan kimse