Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HİCRİ : Turkish Turkish

hicretle ilgili

HİCRİ : Turkish Turkish

tarih başı olarak hicreti kabul eden takvime uygun

HİCRİ TAKVİM : Turkish Turkish

hicreti başlangıç olarak alan takvim

HİÇTEN : Turkish Turkish

çok değersiz, önemsiz

HİÇTEN : Turkish Turkish

gereği, yararı yokken ya da karşılıksız olarak, yok yere

HİCVETME : Turkish Turkish

hicvetmek eylemi, yerme

HİCVETMEK : Turkish Turkish

alay yollu yermek

HİCVİYE : Turkish Turkish

yergi

HİDAYET, -Tİ : Turkish Turkish

doğru yol, hak olan müslümanlık yolu

HİDAYETE ERMEK : Turkish Turkish

müslüman olmak, ıslam dinini kabul etmek

HİDDET ETMEK : Turkish Turkish

öfkelenmek, kızmak

HİDDET, -Tİ : Turkish Turkish

öfke, kızgınlık

HİDDETE KAPILMAK : Turkish Turkish

öfkelenmek, kızmak

HİDDETLENDİRMEK : Turkish Turkish

kızdırmak, öfkelendirmek

HİDDETLENİŞ : Turkish Turkish

hiddetlenmek eylemi ya da biçimi

HİDDETLENME : Turkish Turkish

hiddetlenmek eylemi, kızma, öfke

HİDDETLENMEK : Turkish Turkish

kızmak, öfkelenmek

HİDDETLİ : Turkish Turkish

kızgın, öfkeli

HIDİV : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu döneminde kavalalı mehmet ali paşa'dan sonra mısır valilerine verilen san

HIDİVLİK : Turkish Turkish

hıdiv olma durumu

HIDİVLİK : Turkish Turkish

hıdiv yönetimindeki ülke

HİDR-, HİDRO- : Turkish Turkish

ileşiminde hidrojen ya da suyun bulunduğunu gösteren önek

HİDRA : Turkish Turkish

dokunacı olan, tatlı su hayvanı (hydra)

HİDRALAR : Turkish Turkish

örnek hayvanı hidra olan selentereler bölümü

HİDRASİT : Turkish Turkish

hidrojenle bir metalsinin oksijensiz bileşmesinden oluşan asit