Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HİKÂYE : Turkish Turkish

öykü

HİKÂYE : Turkish Turkish

aslı olmayan söz, olay

HİKÂYE BİRLEŞİK ZAMANI : Turkish Turkish

yalın zamanlı bir eylemin geçmişte yapıldığını anlatan kip. türkçede bu birleşik zaman (idi >)
di ekiyle kurulur

HİKÂYE ETMEK : Turkish Turkish

ayrıntılarıyla anlatmak, söylemek

HİKÂYECİ : Turkish Turkish

öykücü

HİKÂYECİLİK : Turkish Turkish

öykücülük

HİKÂYELEME : Turkish Turkish

anlatı, öyküleme, °tahkiye

HİKMET, -Tİ : Turkish Turkish

ilgelik

HİKMET, -Tİ : Turkish Turkish

felsefe

HİKMET, -Tİ : Turkish Turkish

neden, gizli neden

HİKMET, -Tİ : Turkish Turkish

tanrı'nın insanlarca anlaşılamayan amacı

HİKMET, -Tİ : Turkish Turkish

özlü söz, °vecize

HİKMET, -Tİ : Turkish Turkish

fizik

HİKMETİ HUDA : Turkish Turkish

tanrının işi, ulu tanrının işi

HİKMETİNDEN SUAL OLUNMAZ : Turkish Turkish

nedeni sorulamaz

HİKMETLİ : Turkish Turkish

hikmetleri, bilgece yorumları olan

HİLAF : Turkish Turkish

aykırı, karşıt, ters

HİLAF : Turkish Turkish

hlk. yalan

HİLAF OLMASIN : Turkish Turkish

hlk. yanılmıyorsam

HİLAF YOK : Turkish Turkish

yalan değil, yalan yok

HİLAFET, -Tİ : Turkish Turkish

halifelik

HİLAFETÇİ : Turkish Turkish

halifeliğin sürdürülmesinden yana olan (kimse, görüş)

HİLAFINA : Turkish Turkish

tersine, aksine, karşıt olarak

HİLAFSIZ : Turkish Turkish

yalansız, inanılmaz ama gerçek

HİLAL : Turkish Turkish

ayça, yeniay