Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

İÇİ TEZ : Turkish Turkish

aceleci, sabırsız, yavaş yapılan işten sıkılan

İÇİ TİTREMEK : Turkish Turkish

özen göstermek

İÇİ TİTREMEK : Turkish Turkish

çok üşümek

İÇİ TİTREMEK : Turkish Turkish

ir zarar verecek diye çok kaygılanmak, çok üzülmek

İÇİ VIK VIK (FIK FIK) ETMEK : Turkish Turkish

sabırsızca, tedirgin davranmak

İÇİ YANMAK : Turkish Turkish

çok susamak

İÇİ YANMAK : Turkish Turkish

üyük bir acı vb. nedeniyle çok üzülmek

İÇİCİ : Turkish Turkish

ıçkiye düşkün, içkici

İCİĞİ CİCİĞİ : Turkish Turkish

- ıcığı cıcığı

ICIĞI CICIĞI : Turkish Turkish

ıçi dışı, hepsi

İCIĞINI CICIĞINI (INCIĞINI CINCIĞINI) SORMAK : Turkish Turkish

(bir kimsenin) soyunu sopunu, huyunu suyunu iyice öğrenmek için araştırmak

İÇİLİŞ : Turkish Turkish

ıçilmek eylemi ya da biçimi

İÇİLMEK : Turkish Turkish

ıçmek eylemi yapılmak

İÇİM : Turkish Turkish

ıçmek eylemi ya da biçimi, içiş

İÇİM : Turkish Turkish

ir yudumda içilecek miktar

İÇİM : Turkish Turkish

ir şey içilirken alınan tat

İÇİMLİ : Turkish Turkish

ıçimi herhangi bir nitelikte olan

İÇİMLİ : Turkish Turkish

ıçimi iyi, lezzetli

İÇİMLİK : Turkish Turkish

ıçilecek miktarda olan

İÇİN İÇİN : Turkish Turkish

ıçinden, açığa vurmayarak, yavaş yavaş, gizli gizli

İÇİN İÇİN İÇİN İÇİN GÜLMEK : Turkish Turkish

elli etmeden, gizli gizli gülmek

İÇİN İÇİN İÇİN İÇİN YANMAK : Turkish Turkish

yanması sürmek; (ateş için) farkına varılmadan yanmak

İÇİN İÇİN İÇİN İÇİN YANMAK : Turkish Turkish

dışa vurmadan çok üzülmek

İÇİN. : Turkish Turkish

amacıyla, maksatıyla

İÇİN. : Turkish Turkish

neden ve sonuç betirtir