Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İÇİNDEN OKUMAK : Turkish Turkish

sessiz okumak

İÇİNDEN OKUMAK : Turkish Turkish

sessiz bir biçimde sövmek

İÇİNDEN PAZARLIKLI ( YA DA İÇTEN PAZARLIKLI) : Turkish Turkish

sinsi

İÇİNE ALMAK : Turkish Turkish

kapsamak

İÇİNE ATEŞ DÜŞMEK : Turkish Turkish

üyük bir acı ve üzüntünün etkisi altına girmek

İÇİNE ATMAK : Turkish Turkish

ir sıkıntıyı kimseye belli etmemek

İÇİNE ATMAK : Turkish Turkish

yapılan bir kötülüğe karşı sesini çıkarmamakla birlikte, onu unutmamak

İÇİNE BAYGINLIKLAR ÇÖKMEK : Turkish Turkish

sıkıntı, fenalık basmak

İÇİNE ÇEKMEK : Turkish Turkish

soluk almak

İÇİNE ÇEKMEK : Turkish Turkish

ilincine varmak, anlamak

İÇİNE DERT OLMAK : Turkish Turkish

ir şeyi yapamamaktan dolayı üzülmek

İÇİNE DOĞMAK : Turkish Turkish

hiçbir belirtiye dayanmadan, bir işin olacağını ya da olduğunu önceden sezinlemek

İÇİNE DOKUNMAK : Turkish Turkish

dertlendirmek, üzmek

İÇİNE HÜZÜN ÇÖKMEK : Turkish Turkish

kederlenmek, hüzünlenmek

İÇİNE İŞLEMEK ( YA DA İÇE İŞLEMEK) : Turkish Turkish

çok etkilenmek, dokunmak

İÇİNE KAPANIK : Turkish Turkish

duygularını kimseye açmayan içe kapanık

İÇİNE KAPANMAK ( YA DA İÇİNE ÇEKİLMEK) : Turkish Turkish

çevresindeki kişilerle ilgi kurmamak, duygularını kimseye açmamak

İÇİNE KURT DÜŞMEK : Turkish Turkish

kuşkulanmak

İÇİNE OTURMAK : Turkish Turkish

çok etkilemek, çok üzmek

İÇİNE SİNMEK ( YA DA SİNMEMEK) : Turkish Turkish

isteğince olduğu için rahatlık, mutluluk duymak (duymamak)

İÇİNE SİNMEK ( YA DA SİNMEMEK) : Turkish Turkish

içi rahat etmek (etmemek)

İÇİNE TÜKÜRMEK : Turkish Turkish

ir şeyi bozup berbat etmek

İÇİNİ AÇMAK : Turkish Turkish

derdini anlatmak, içini dökmek

İÇİNİ BAYILTMAK ( YA DA KIYMAK) : Turkish Turkish

(tatlı) ağır gelip artık yiyememek

İÇİNİ BAYILTMAK ( YA DA KIYMAK) : Turkish Turkish

çok konuşarak ya da ağır davranarak birini usandırmak