Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İÇKİSİZ : Turkish Turkish

içki içmemiş olarak

İÇKULAK : Turkish Turkish

kulağın işitme

İÇKÜRE : Turkish Turkish

ir çokyüzlünün bütün ayrıtlarına teğet olan küre

İÇLEK : Turkish Turkish

madde nitelikleri olmayan, tınsel, °manevi

İÇLEM : Turkish Turkish

ir kavramın çağrıştırdığı kaplama giren niteliklerin ya da taşıdığı özelliklerin bütünü, °tazammun

İÇLEM : Turkish Turkish

ir nesnenin içeriğini oluşturan şey

İÇLEMSEL : Turkish Turkish

ıçlemle ilgili

İÇLENDİRME : Turkish Turkish

ıçlenmesine neden olma

İÇLENDİRMEK : Turkish Turkish

ıçlenmesine neden olmak

İÇLENİŞ : Turkish Turkish

ıçlenmek eylemi ya da biçimi

İÇLENME : Turkish Turkish

ıçlenmek eylemi

İÇLENMEK : Turkish Turkish

tanelenmek, iç tutmak

İÇLENMEK : Turkish Turkish

kimseye belli etmeden bir şeyi kendine dert etmek, duygulanmak

İÇLER ACISI (DURUM, OLAY VB.) : Turkish Turkish

çok acıklı

İÇLİ : Turkish Turkish

(taneli sebze ya da kuruyemişler için) ıçi dolu

İÇLİ : Turkish Turkish

kolay duygulanıp incinen, duygulu, °hassas, °hisli

İÇLİ : Turkish Turkish

duygulandıran, etkili

İÇLİ KÖFTE : Turkish Turkish

--içliköfte

İÇLİDIŞLI : Turkish Turkish

hiç gizli işi olmayan, apaçık, olduğu gibi, senlibenli, aşırı teklifsiz

İÇLİDIŞLI OLMAK : Turkish Turkish

aşırı teklifsiz görüşmek

İÇLİDIŞLI OLMAK : Turkish Turkish

kız ve oğullarını karşılıklı olarak evlendirmek

İÇLİK : Turkish Turkish

ıçe giyilen (çamaşır), iç gömleği

İÇLİKÖFTE : Turkish Turkish

yağsız kıymayla ince bulgur iyice yoğrulup içi oyularak yumurta biçiminde hazırlanan ve içerisine kavrulmuş soğanlı kıyma ceviz içi, baharat konduktan sonra haşlanan ya da kızartılan bir çeşit köfte

İÇLİLİK : Turkish Turkish

duygulu olma durumu, duygululuk

İCMAL ETMEK : Turkish Turkish

özetlemek