Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İÇKABUK : Turkish Turkish

kimi kafadanbacaklı yumuşakçalarda kabuk içindeki ilk bölüm

İÇKAT : Turkish Turkish

ir kartonun lifli alt katmanlarının tümü

İÇKEN : Turkish Turkish

ıçkiye düşkün, içkici

İÇKİ : Turkish Turkish

ıçinde alkol bulunan içecek

İÇKİ : Turkish Turkish

ıçki içme işi

İÇKİ ÂLEMİ (SEFASI) : Turkish Turkish

içkili yemek eğlentisi

İÇKİ SOFRASI (MASASI) : Turkish Turkish

içki içilen sofra

İÇKİCİ : Turkish Turkish

içki yapan ya da satan kimse

İÇKİCİ : Turkish Turkish

ıçkiye düşkün kimse, içici

İÇKİCİLİK : Turkish Turkish

ıçki yapma ya da satma işi

İÇKİCİLİK : Turkish Turkish

ıçkiye düşkün olma durumu

İÇKİEVİ : Turkish Turkish

ıçki satılan ve içilen yer, °meyhane

İÇKİLİ : Turkish Turkish

ıçki içmiş olan

İÇKİLİ : Turkish Turkish

ıçki içilen

İÇKİLİ : Turkish Turkish

ıçki içmiş olarak

İÇKİN : Turkish Turkish

varlığın içinde bulunan, varlığın yapısına karışmış olan, °mündemiç

İÇKİN : Turkish Turkish

yanlızca bilinçte olan; yalnız bilinç içeriği olarak var olan (şey), °mündemiç

İÇKİN : Turkish Turkish

deney içinde kalan, deneyi aşmayan (şey)

İÇKİN : Turkish Turkish

dünya içinde, dünyada olan (şey)

İÇKİNCİ : Turkish Turkish

ıçkinlik yanlısı

İÇKİNCİLİK : Turkish Turkish

tanrının insan gereksinimi olduğunu ileri süren öğreti

İÇKİNLİK : Turkish Turkish

ıçkin olma durumu

İÇKIRINIM : Turkish Turkish

düzenli dağılmış katkılar içeren kristaller noktasal ışık kaynağıyla aydınlatıldığında gözlenen kırınım olayı

İÇKİSİZ : Turkish Turkish

ıçki içmemiş olan

İÇKİSİZ : Turkish Turkish

ıçki içilmeyen