Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İÇTİTREŞİM : Turkish Turkish

ir kütleyi tümüyle sıkıştıran güçlü titreşim

İÇTÜMCE : Turkish Turkish

ir tümce içinde tümleç gibi kullanılan bir başka tümce, içcümle

İÇTÜREME : Turkish Turkish

- ünlü türemesi

İÇTUTUNUM : Turkish Turkish

cisimlerin molekülleri arasında, birbirlerini birarada tutan çekim gücü

İÇTÜZÜK : Turkish Turkish

ir kuruluş, meclis, kurum vb. nin içişlerini düzenleyen tüzük

İÇYAĞI, -NI : Turkish Turkish

geviş getiren hayvanların karın boşluğundan çıkarılan yağ

İÇYAPI : Turkish Turkish

ir maddenin, varlığın iç özelliği

İÇYARIÇAP, -PI : Turkish Turkish

düzgün bir çokgenin içine çizilen dairenin yarıçapı

İÇYÜZ : Turkish Turkish

herkesçe bilinmeyen, anlaşılmayan ve görünenden büsbütün başka olan neden ya da nitelik, °mahiyet, °zamir, °künh

İÇZAR : Turkish Turkish

çiçektozunu saran iki zardan içte olanı

İDADİ : Turkish Turkish

lise derecesindeki okullara verilen ad

İDAM : Turkish Turkish

ölüm cezası

İDAM : Turkish Turkish

ölüm cezası verilen kimseye uygulanan infaz işlemi

İDAM ETMEK : Turkish Turkish

verilen ölüm cezası hükmünü yerine getirmek

İDAM SEHPASI : Turkish Turkish

darağacı

İDAME : Turkish Turkish

sürdürme, devam ettirme

İDAME ETMEK : Turkish Turkish

sürdürmek, devam etmesini sağlamak

İDAMLIK : Turkish Turkish

ölüm cezasıyla cezalandırılmış olan (kimse)

İDAMLIK : Turkish Turkish

ölüm cezası gerektiren

İDARE : Turkish Turkish

yönetme, yönetim, çekip çevirme

İDARE : Turkish Turkish

ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin tümü

İDARE : Turkish Turkish

ir kurum ya da kuruluşun yönetildiği yer, yapı

İDARE : Turkish Turkish

ir kurumun işlerini yürüten kurul

İDARE : Turkish Turkish

tutum, tutumlu kullanma

İDARE : Turkish Turkish

ıdare kandili ya da lambası