Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İDARESİZ : Turkish Turkish

tutumsuz

İDARESİZLİK : Turkish Turkish

ıyi yönetmeme durumu, gevşeklik, beceriksizlik

İDARESİZLİK : Turkish Turkish

tutumsuzluk

İDARETEN : Turkish Turkish

elli bir süre için, geçici olarak

İDARİ : Turkish Turkish

yönetimle ilgili, yönetimsel

İDDİA : Turkish Turkish

sav

İDDİA : Turkish Turkish

kendinde olmayan bir yeteneği, bir durumu varmış gibi gösterme

İDDİA : Turkish Turkish

dediğinde direnme, inat

İDDİA ETMEK : Turkish Turkish

sözünde direnmek, sav ileri sürmek

İDDİACI : Turkish Turkish

dediğinde, savında haksız da olsa direnen, inatçı (kimse)

İDDİACILIK : Turkish Turkish

ıddiacı olma durumu

İDDİALAŞMAK : Turkish Turkish

karşılıklı iddiaya girmek

İDDİALI : Turkish Turkish

ir iddiası olan, tartışmalı, münakaşalı

İDDİALI : Turkish Turkish

kendine çok güvenen

İDDİANAME : Turkish Turkish

savcılığın soruşturma sonunda elde ettiği kanıtları ve savlarını içinde topladığı, mahkemede okunan yazı, savca

İDDİASIZ : Turkish Turkish

ir iddiası olmayan; alçakgönüllü, °mütevazı

İDDİASIZLIK : Turkish Turkish

ıddiasız olma durumu

İDDİAYA TUTUŞMAK (GİRMEK YA DA KALKIŞMAK) : Turkish Turkish

karşıt savlarla bahse girişmek

İDE, İDEA : Turkish Turkish

uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil yalnızca tinsel olarak algılanabilen asıl gerçeklik, düşünce, °fikir

İDEAL, -Lİ : Turkish Turkish

ülkü, °mefkre

İDEAL, -Lİ : Turkish Turkish

düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün nitelikleri kendinde toplayan, ülküsel

İDEAL, -Lİ : Turkish Turkish

fels. yalnız dütünceyle kavranabilen

İDEALİST, -Tİ : Turkish Turkish

ülkücü

İDEALİST, -Tİ : Turkish Turkish

ıdealizm öğretisine bağlı filozof

İDEALİZE : Turkish Turkish

ir kimseyi, bir şeyi ülküleştirmek anlamına gelen "idealize etmek" kalıbında geçer