Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İHAM : Turkish Turkish

ıki anlamı olan bir sözcüğün akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması sanatı

İHANET ETMEK : Turkish Turkish

hainlik, kötülük etmek

İHANET ETMEK : Turkish Turkish

(karı, koca için) aldatmak

İHANET, -Tİ : Turkish Turkish

hıyanet, hainlik

İHANET, -Tİ : Turkish Turkish

sevgide aldatma, sadakatsizlik

İHANET, -Tİ : Turkish Turkish

gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme

İHANET, -Tİ : Turkish Turkish

ağlı olduğu, savunduğu düşüncelerden görüşlerden vazgeçerek onlara ters düşme

İHANET, -Tİ : Turkish Turkish

ir topluluğa, ülkesine kötülük etme

İHANETE UĞRAMAK : Turkish Turkish

aldatılmak, sadakatsizlik görmek

İHATA : Turkish Turkish

kuşatma, sarma, çevirme, çevreleme

İHATA : Turkish Turkish

kavrayış, anlayış

İHATA ETMEK : Turkish Turkish

çevirmek, kuşatmak

İHATA ETMEK : Turkish Turkish

kavramak, anlamak

İHATALI : Turkish Turkish

alanı geniş

İHATALI : Turkish Turkish

kavrayışlı, anlayışlı

İHBAR : Turkish Turkish

ildirme, bildirim, haber verme

İHBAR : Turkish Turkish

suçlu saydığı birini ya da suç saydığı bir olayı yetkili oruna gizlice bildirme, ele verme

İHBAR ETMEK : Turkish Turkish

ildirmek, haber vermek

İHBAR ETMEK : Turkish Turkish

ir suçu ya da suçluyu yetkili oruna gizlice bildirmek

İHBAR TAZMİNATI : Turkish Turkish

ildirim ödencesi

İHBARCI : Turkish Turkish

haber veren, bildiren kimse

İHBARCI : Turkish Turkish

ir eylemi ilgili makama haber veren, °muhbir

İHBARİYE : Turkish Turkish

haber verme kâğıdı, bildirim, °ihbarname

İHBARİYE : Turkish Turkish

haber verme ücreti

İHBARLAMAK : Turkish Turkish

ıhbar etmek