Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İMAJ : Turkish Turkish

genel görünüş, izlenim

İMAJ DEĞİŞTİRMEK : Turkish Turkish

görünüş, görünüm değiştirmek

İMAL ETMEK : Turkish Turkish

hammaddeyi işleyerek bir mal üretmek

İMAL, -Lİ : Turkish Turkish

hammaddeyi işleyip mal üretme

İMAL, -Lİ : Turkish Turkish

yapım

İMALAT, -TI : Turkish Turkish

hammadde işlenerek yapılan her türlü mal

İMALATÇI : Turkish Turkish

hammadde işleyerek mal üreten (kimse ya da kuruluş)

İMALATÇILIK : Turkish Turkish

ımalat yapma işi

İMALATHANE : Turkish Turkish

hammaddelerin işlenerek, mal olarak piyasaya sürülecek duruma getirildiği işyeri, yapımevi

İMALE : Turkish Turkish

ir tarafa yatırma, eğme

İMALE : Turkish Turkish

aruzla yazılmış şiirlerde kısa heceyi ölçü gereği uzun okuma

İMALE ETMEK : Turkish Turkish

eğmek, çevirmek

İMALI : Turkish Turkish

üstü kapalı, örtülü (söz ya da davranış)

İMAM : Turkish Turkish

cemaate namaz kıldıran kimse

İMAM : Turkish Turkish

müslümanlıkta mezhep kuran kimse

İMAM : Turkish Turkish

hz. muhammet'ten sonra onun vekilliği görevini üzerine alan halifelerin sanı

İMAM : Turkish Turkish

kimi küçük ıslam devletlerinde devlet başkanı

İMAM : Turkish Turkish

en önde bulunan, önder

İMAM EVİ : Turkish Turkish

- imamevi

İMAM KAYIĞI : Turkish Turkish

(argo) tabut

İMAM KAYIĞINA BİNMEK : Turkish Turkish

(argo) ölüp tabuta konulmak, cenazesi götürülmek

İMAM NİKÂHI : Turkish Turkish

ıslam dini kurallarına göre kıyılan dinsel nikâh

İMAM OSURURSA, CEMAAT SIÇAR : Turkish Turkish

(kaba) yöneticilerin kötü bir iş yapmaları onun buyruğundakilerin daha kötü bir iş yapmalarına yol açar

İMAMBAYILDI : Turkish Turkish

ir çeşit zeytinyağlı patlıcan yemeği

İMAME : Turkish Turkish

tespihlerin baş tarafına geçirilen uzunca parça