Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İMAMECİ : Turkish Turkish

ımame yapan ya da satan

İMAMELEMEK : Turkish Turkish

tespihe imame takmak

İMAMELİ : Turkish Turkish

ımamesi olan ya da belli nitelikte imamesi olan

İMAMET, -Tİ : Turkish Turkish

ımamlık

İMAMEVİ, -Nİ : Turkish Turkish

kadınlara özgü cezaevi

İMAMLIK : Turkish Turkish

imam olma durumu

İMAMLIK : Turkish Turkish

ımamın görevi

İMAMLIK : Turkish Turkish

önderlik

İMAN : Turkish Turkish

dinin ortaya koyduğu dogmalara inanma, din inancı, kutsal inanç, inanç, °itikat

İMAN : Turkish Turkish

ıslam dinine inanma

İMAN : Turkish Turkish

güçlü inanç, inan

İMAN ETMEK : Turkish Turkish

tanrı'ya, dine inanmak

İMAN ETMEK : Turkish Turkish

güçlü bir inanç duymak

İMAN GETİRMEK : Turkish Turkish

gönül rızasıyla müslümanlığı kabul etmek

İMAN SAHİBİ : Turkish Turkish

inanmış, iman etmit kimse

İMAN TAHTASI : Turkish Turkish

göğüs kemiği

İMANA GELMEK : Turkish Turkish

müslümanlığı kabul etmek

İMANA GELMEK : Turkish Turkish

en sonunda doğruyu söylemek

İMANA GELMEK : Turkish Turkish

sonradan bir şeyi kabul edip uymak

İMANA GETİRMEK : Turkish Turkish

müslümanlığı kabul ettirmek

İMANA GETİRMEK : Turkish Turkish

istenilen biçimde davranmayı zorla kabul ettirmek

İMANI GEVREMEK (KISA ŞÖYLENİŞLE) : Turkish Turkish

çok yorulmak ya da sıkıntı çekmek

İMANI YOK (KISA SÖYLENİŞLE) : Turkish Turkish

acımasız, insafsız

İMANI YOK (KISA SÖYLENİŞLE) : Turkish Turkish

kahrolası !

İMANIM (KISA SÖYLENİŞLE) : Turkish Turkish

(argo) "kardeş, arkadaş!" anlamında bir sesleniş