Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İMHA ATEŞİ : Turkish Turkish

ir savaşta düşman ordusunu yok etmek amacıyla karadan, havadan ve denizden açılan ateş

İMHA ETMEK : Turkish Turkish

ortadan kaldırmak, yok etmek

İMİ TİMİ YOK : Turkish Turkish

izi, belirtisi yok

İMİK : Turkish Turkish

oğaz, gırtlak, ümük

İMİKİNE SARILMAK : Turkish Turkish

(bir iş için) birini çok sıkıştırmak

IMIZGANMAK : Turkish Turkish

uykuyla uyanıklık arası bir durumda bulunmak, uyuklamak

IMIZGANMAK : Turkish Turkish

seçeneklerden birini yeğleyememek, kararsız kalmak

IMIZGANMAK : Turkish Turkish

(ateş) kararıp, söner gibi olmak

İMKÂN : Turkish Turkish

olanak

İMKÂN VERMEK : Turkish Turkish

olanak sağlamak

İMKÂNI YOK : Turkish Turkish

olanaksız, olamaz

İMKÂNSIZ : Turkish Turkish

olanaksız

İMKÂNSIZLAŞMA : Turkish Turkish

olanaksızlaşma

İMKÂNSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

olanaksızlaşmak

İMKÂNSIZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

olanaksızlaştırmak

İMKÂNSIZLIK : Turkish Turkish

olanaksızlık

İMLA : Turkish Turkish

yazım

İMLA ETMEK : Turkish Turkish

irine söyleyip yazdırmak

İMLA YANLIŞI : Turkish Turkish

yazıda yapılan yanlış

İMLAYA GELMEMEK : Turkish Turkish

(bir şey ya da düşünce) düzenlenemeyecek, düzene girmeyecek kadar karışık olmak, yönteme uyamayacak bir durumda olmak

İMLEÇ : Turkish Turkish

fiziksel bir olayı kendiliğinden saptayıp çizen aygıt, kaydedici

İMLEÇ : Turkish Turkish

ilgisayarda ekranda bir sonraki karakterin yazılacağı yeri gösteren istendiği gibi yönlendirilebilen yanıp sönen simge

İMLEME : Turkish Turkish

ımlemek eylemi, °ima

İMLEMEK : Turkish Turkish

ım koymak, imle göstermek

İMLEMEK : Turkish Turkish

dolayısıyla anlatmak, ima etmek