Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İMSAK, -Kİ : Turkish Turkish

(ramazanda) oruca başlama zamanı

İMSAK, -Kİ : Turkish Turkish

cimrilik

İMSAKİYE : Turkish Turkish

amazanda imsak zamanını yerel saate göre gösteren çizelge

İMSEL : Turkish Turkish

ımle ilgili, imlerle anlatılan

İMSİZ : Turkish Turkish

ımle belirtilmemiş olan, imi olmayan, işaretsiz

İMTİHAN : Turkish Turkish

sınav

İMTİHAN : Turkish Turkish

direnme, dayanışma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zordurum, deneyim

İMTİHAN ETMEK : Turkish Turkish

ilgi derecesini ölçmek

İMTİHAN ETMEK : Turkish Turkish

denemek, sınamak

İMTİHAN OLMAK : Turkish Turkish

ilgisi ölçülmek

İMTİHAN OLMAK : Turkish Turkish

denenmek, sınanmak

İMTİHAN VERMEK : Turkish Turkish

sınanmak; tehlikeli ve zor bir durumdan zarar görmeden iyi bir sonuca ulaşmak

İMTİHANA ÇEKMEK : Turkish Turkish

ilgisini ölçmek

İMTİHANA ÇEKMEK : Turkish Turkish

denemek, sınamak

İMTİNA ETMEK : Turkish Turkish

ir şeyi yapmaktan kaçınmak, çekinmek

İMTİNA, -I : Turkish Turkish

kaçınma, sakınma, çekinme

İMTİSAL ETMEK : Turkish Turkish

uymak, benzemeye çalışmak

İMTİSAL, -Lİ : Turkish Turkish

ir örneğe göre davranma, uyma, benzemeye çalışma

İMTİSAL, -Lİ : Turkish Turkish

alınan buyruğa bütünüyle uyma

İMTİSAS : Turkish Turkish

emme, emerek çekme, soğurma

İMTİYAZ : Turkish Turkish

aşkalarına tanınmayan özel, kişisel hak ya da koşul, ayrıcalık

İMTİYAZ : Turkish Turkish

fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi ya da kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin

İMTİYAZ : Turkish Turkish

gedik

İMTİYAZ : Turkish Turkish

ekonomik ve siyasal gücün eşitsiz dağılımından ötürü kimi birey ve toplumsal kümelerin elde ettiği, yasa ya da töreyle yaptırıma bağlanmış olan ya da olmayan üstünlük durumu

İMTİYAZLI : Turkish Turkish

ayrıcalığı olan, ayrıcalık tanınan, ayrıcalıklı