Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İNCE : Turkish Turkish

hafif, gücü az

İNCE AĞRI : Turkish Turkish

- inceağrı

İNCE BELLİ (BARDAK) : Turkish Turkish

ince çay bardağı

İNCE DONANMA : Turkish Turkish

hafif gemilerden kurulmuş donanma

İNCE ELEYİP (YA DA EĞİRİP) SIK DOKUMAK : Turkish Turkish

ir şeyi en küçük ayrıntılarına dek araştırmak, gözden, elden geçirmek

İNCE HASTALIK : Turkish Turkish

- incehastalık

İNCE İNCE : Turkish Turkish

elli belirsiz, pek belli etmeden, hafif hafif

İNCE İŞ : Turkish Turkish

nakış

İNCE İŞ : Turkish Turkish

dikkatli ve hesaplı davranış

İNCE KESİM : Turkish Turkish

kemikleri ince ve zayıf

İNCE SAZ : Turkish Turkish

- incesaz

İNCE SES MÜZ. : Turkish Turkish

titreşim sayısı çok olan ses, tiz ses

İNCE TUTKAL : Turkish Turkish

uygun sıvılarla akıcılığı artırılmış sıvı tutkal

İNCE ÜNLÜ : Turkish Turkish

dilin ileriye sürülmesiyle öndamakta oluşan ünlü

İNCE YAPILI : Turkish Turkish

ince uzun boylu

İNCE ZAR : Turkish Turkish

eyni, omuriliği saran zarların en altta olanı

İNCEAĞRI : Turkish Turkish

verem

İNCEBAĞIRSAK : Turkish Turkish

sindirim borusunun mideden kalınbağırsağa kadar olan yiyeceklerin sindirilmesi görevini yapan bölümü

İNCEBURUN : Turkish Turkish

akırcılıkta kullanılan içbükey yüzeyli makas

İNCECİK : Turkish Turkish

çok ince

İNCECİK : Turkish Turkish

ınce bir biçimde, ince olarak

İNCECİKTEN : Turkish Turkish

elli belirsiz

İNCEDALAN, (İNCEDALYAN) : Turkish Turkish

ınce uzun boylu (kimse)

İNCEDEN : Turkish Turkish

ınce yapılı

İNCEDEN İNCEDEN : Turkish Turkish

çok hafif bir sesle