Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İNTİKAM ALMAK : Turkish Turkish

öç almak

İNTİKAMCI : Turkish Turkish

öç almaya çalışan, öç almayı tasarlayan

İNTİSAP : Turkish Turkish

ağlanma

İNTİSAP : Turkish Turkish

girme

İNTİSAP : Turkish Turkish

kapılama

İNTİSAP ETMEK : Turkish Turkish

ağlanmak

İNTİSAP ETMEK : Turkish Turkish

girmek

İNTİSAP ETMEK : Turkish Turkish

kapılanmak

İNTİŞAR : Turkish Turkish

yayılma

İNTİŞAR : Turkish Turkish

(gazete, dergi vb.) çıkma, yayımlanma

İNTİŞAR ETMEK : Turkish Turkish

yayılmak, dağılmak

İNTİZAM : Turkish Turkish

düzenli, düzgünlük, düzgün olma

İNTİZAMLI : Turkish Turkish

düzgün, düzenli

İNTİZAMSIZ : Turkish Turkish

düzensiz, düzeni olmayan, karışık

İNTİZAMSIZLIK : Turkish Turkish

düzensiz olma durumu, düzensizlik, karışıklık

İNTİZAR : Turkish Turkish

ekleme, bekleyiş, gözleme

İNTİZAR : Turkish Turkish

hlk. ılenme, °beddua, °inkisar

İNTİZAR ETMEK : Turkish Turkish

eklemek, gözlemek

İNTİZAR ETMEK : Turkish Turkish

hlk. ilenmek, beddua etmek

İNZİBAT, -TI : Turkish Turkish

sıkıdüzen

İNZİBAT, -TI : Turkish Turkish

silahlı kuvvetlerde, ordudaki düzeni sağlamak amacıyla görevlendirilmiş er

İNZİBATİ : Turkish Turkish

sıkıdüzeni sağlayıcı, düzene bağlayıcı, insan davranışlarını sınırlayıcı, düzenleyici, baskı altına alıcı

İNZİBATSIZ : Turkish Turkish

sıkıdüzeni olmayan, düzensiz, başıboş

İNZİMAM : Turkish Turkish

katılma, ulanma, eklenme

İNZİMAM ETMEK : Turkish Turkish

katılmak, eklenmek, ulanmak