Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İPİLTİ : Turkish Turkish

az ate?

İPİLTİ : Turkish Turkish

hafif esinti

İPİN UCUNU KAÇIRMAK : Turkish Turkish

yönetimde ya da bir şeyi kullanmada gereken ölçüyü yitirmek

İPİNCE : Turkish Turkish

çok ince

İPİNİ KIRMAK : Turkish Turkish

azmak, ele avuca sığmaz bir durum almak

İPİNİ KOPARAN : Turkish Turkish

aşıboş kalan

İPİPULLAH : Turkish Turkish

kimsesi, malı mülkü olmayan kimse

İPİPULLAH SİVRİ KÜLAH (KALMAK) : Turkish Turkish

yalnız, kimsesiz, hiçbir şeysiz (kalmak)

IPISLAK : Turkish Turkish

çok ıslak, her yanı ıslak

IPISSIZ : Turkish Turkish

çok ıssız, ıssız

İPKA : Turkish Turkish

yerinde, önceki durumunda bırakma

İPKA : Turkish Turkish

sınıfta bırakma

İPKA ETMEK : Turkish Turkish

yerinde bırakmak, kaldırmamak, değiştirmemek

İPKA KALMAK : Turkish Turkish

sınıf geçmemek

İPLE ÇEKMEK : Turkish Turkish

sabırsızlıkla beklemek

İPLEMEK : Turkish Turkish

saygı göstermek, değer vermek

IPLEMEMEK : Turkish Turkish

saygı göstermemek, değer vermemek, önem vermemek, aldırış etmemek

İPLİCİK : Turkish Turkish

sığırların soluk borularına yerleşen ve arakonakçısız bulaşan, en çok 8 cm. uzunluğunda akciğer kılkurdu (dictyocaulus viviparus)

İPLİK : Turkish Turkish

pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri

İPLİK : Turkish Turkish

u liflerin birlikte bükülmüş ve çekilmiş durumu

İPLİK : Turkish Turkish

fasulye gibi sebzelerin ya da kimi meyvelerin lifi

İPLİK ÇEKMEK : Turkish Turkish

kumaştan iplik çıkarmak

İPLİK ÇEKMEK : Turkish Turkish

iplik eğirmek

İPLİK İPLİK : Turkish Turkish

tel tel

İPLİK İPLİK : Turkish Turkish

yol yol