Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KARALAMA : Turkish Turkish

leke sürme, kötülük yükleme, °iftira

KARALAMA DEFTERİ : Turkish Turkish

karalamaların yapıldığı defter, °müsvedde defteri

KARALAMAK : Turkish Turkish

oya ya da kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek

KARALAMAK : Turkish Turkish

ir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak

KARALAMAK : Turkish Turkish

taslak olarak yazmak ya da çizmek

KARALAMAK : Turkish Turkish

(birine) leke sürmek, kötülük yüklemek, °iftira etmek

KARALANIŞ : Turkish Turkish

karalanma eylemi ya da biçimi

KARALANMA : Turkish Turkish

karalanmak eylemi

KARALANMAK : Turkish Turkish

karalamak eylemi yapılmak

KARALANMAK : Turkish Turkish

kara duruma gelmek

KARALANMAK : Turkish Turkish

leke sürülmek, kötülük yüklenmek

KARALAR BAĞLAMAK ( YA DA GİYMEK) : Turkish Turkish

yas tutmak

KARALATMA : Turkish Turkish

karalatmak eylemi

KARALATMAK : Turkish Turkish

karalamak eylemini yaptırmak

KARALAYIŞ : Turkish Turkish

karalamak eylemi ya da biçimi

KARALEYLEK : Turkish Turkish

leylekgillerden, gagası aşağı doğru kıvrık, tüyleri kara, uzun bacaklı bir kuş, çeltik kargası (ciconia nigra)

KARALI : Turkish Turkish

kara renkli desen ya da lekesi olan

KARALI : Turkish Turkish

üzeri kalemle karalanmış

KARALI BEYAZLI : Turkish Turkish

üzerinde hem kara hem beyaz bulunan

KARALIK : Turkish Turkish

kara olma durumu

KARALIK : Turkish Turkish

karaya çalan leke

KARALTI, KARARTI : Turkish Turkish

uzaklık ya da karanlık nedeniyle kim ya da ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim

KARALTI, KARARTI : Turkish Turkish

hafif karalık, leke

KARAMAK : Turkish Turkish

hor görmek

KARAMAK : Turkish Turkish

karalamak, kara çalmak, lekelemek